"Gelen Minerva, Manolo ve elbette Nelson'dı. Hepsi sarhoş İçeriye girene kadar kendilerini zor tuttular. Az evvel yeni yıl haberlerini duymak için Radio Rebelde'yi açmışlar ve zafer müjdesini duymuşlar. Batista kaçmış! Fidel, kardeşi Raúl ve Che dedikleri Ernesto, Havana'ya girip ülkeyi kurtarmış. Cuba libre! Cuba libre!"
"Bazen tavşanları kafeslerinde izlerken, zavallıcıklar, benim de sizden farkım yok aslında, diye düşünürdüm. Bir keresinde gençten bir dişinin kafesini açtım çıksın diye. Hatta yürüsün diye bir de tokat patlattım.
Bir türlü kıpırdamadı ama! Küçük hapishanesine alışmıştı. Bir süre vurmaya devam ettim ama sonra korkmuş bir çocuğun hıçkıra hıçkıra ağlamasına benzer sesler çıkarmaya başladı, ben de durdum. Özgür olsun diye ısrar ederek onun canını ben yakıyordum.
Şaşkın tavşancık, diye geçirdim içimden. Bana hiç benzemiyorsun."
"Bilme isteği kadar doğal bir arzu yoktur. Bizi bilgiye götürecek her yolu dener, her araçtan yararlanırız, akıl buna yetmeyince de deneyime başvururuz."
"Çıkarlarımızın ve tutkularımızın peşinden giderken kendimizi kaybetmemeliyiz, kendimizden geçmemeliyiz. Ben gençliğimde beni çok fazla sardığını, bana egemen olduğunu hissettiğimde sevginin çok fazla ilerlemesine engel olmaya çalışırdım ve bunun beni zorlayacak, kendine esir edecek noktaya gelmemesi için çok dikkatli davranmaya çalıştım. İradem, arzularıma çok fazla boyun eğdiğinde, her durum ve koşulda aynı şekilde davranırım: Bir şeyin içime yerleştiğini ve şarabıyla beni sarhoş etmeye başladığını görünce hemen karşı tarafa meylederim; zevkini beslemekten kaçınırım, acı kayıplar vermeden yeniden sahip olamayacağım kadar ileri bir noktaya gitmesini engellerim."
İnsan yeterli olanla yetinmeyi bilseydi, yeterince şeye sahip olurdum Ama durum böyle olmayınca ne kadar büyük olursa olsun, Hangi zenginlik doyurabilir beni?
Lucilius, Satirler, V