Gerçek hayattan bir kesit olan kitabın sonu biraz üzdü. Sena hanımın açık yüreklilikle yazdığı kendi hayat hikayesinde sadece anne ve babasının özel hayatını okurken biraz rahatsızlık duydum ama bir o kadar da merak ederek okudum. Naime annenin hikayesini az çok tahmin etmiştim aslında ama yine de üzüldüm. Her yaştan insanın okuyabileceği ama çok edebi bir beklentiye girilmemesi gereken bir eser. Umarım yazarın annesi ve babası da İslam ile şereflenir.
Waaaooowwww!
Kitabı bitirdiğimdeki hislerim aynen bu şekildedir. Uzun zamandır bu şekilde bir kurgu okumuyordum gerçekten çok beğendim. Kitap Agatha Cristie romanları ile karşılaştırılıyor ama bana göre kurgusu çok daha üst düzey. Normalde polisiyelerde olay son bölümde ya da ondan bir önceki bölümde çözülürken burada kitabın bitmesine 70 - 80 sayfa kala katili buluyorsunuz ama tabiki de bu sırada kafanızda hala 3 - 4 tane soru işareti oluyor. İşte bu son 70 sayfa da o bilmecelerin hepsi çözülüyor ama müthiş ve asla tahmin edilemez bir sonla. Kesinlikle okumalısınız...
İçimde anlamlandıramadığım konu nasıl ben seni bu denli çok severken senin bana nefret derecesinde sevgisizlik beslemen. Bu yüzden içimde derin bir yalnızlık hissi ile yaşıyorum.
Bir millet ezilip elinden şahsiyeti alınınca, o milletin direnci yok olur, haksızlıklara karşı başkaldırmayı gerçekleştirmek bir yana, düşünemez bile. Dolayısıyla dünyanın şurasında, burasında bir millet eziliyor, hakları gaspediliyorsa, o milletin kurtuluşu için yapılacak ilk şey, onu, kaybettiği şahsiyetine kavuşturmaktır. Çünkü haksızlıklara karşı ayaklanmanın potansiyeli, şahsiyettir! Şahsiyetini bulmamışların, ezilmekten, ona buna köle olmaktan başka hiçbir meziyetleri yoktur.