Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Reha Balkan

Ateşten bir çarka bağlanmışım, Kendi gözyaşlarım erimiş kurşun gibi yakıyor.
Reklam
İnkılabın Emrinde
Evet, herkes, dağarcığında ne varsa ortaya dökecek!... Hem, hangi memleket çocuklarına, bizimki kadar muhtaçtı?...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Putlar ve İlahlar
"Beşerin böyle dalaletleri var, Putunu kendi yapar, kendi yapar." Tevfik Fikret
Bir adam vardı. Suyu arıyordu. Toprağı üç kulaç kazdı. Suyu bulamadı. On kulaç, on beş kulaç kazdı. Gene suyu bulamadı. Sonra yerin derinliklerinde kara kaya tabakalrına rastladı. Yesie düştü, gücü sona erdi ve suyu bulmaktan ümidini kesti. Fakat sonra bir ses ona: --- Daha derinlere in, daha derinlere! Dedi. Daha derinlere indi ve suyu buldu.
Reklam
Türk Aydınların Ülkeye Katılışı
Rus Devrimi'nin Sultan Abdülhamid'in düşüşünden sonra belki de en kalıcı etkisi, Çar'ın devrimi bastırmasından sonra, Osmanlı Devleti'ne sığınan Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura, Hüseyinzade Ali gibi aydınların, Osmanlı son dönem düşünce hayatına yaptıkları önemli katkılardır. "Halkçılık" ve "Türkçülük" akımları, Rusya'dan gelen bu aydınlara çok şey borçludur. Anılan aydınların fikir katkıları, Cumhuriuet döneminde de değişik dozlarda sürmüştür.
Sayfa 249Kitabı okudu
Kanlı Pazar 22 OCAK 1905
Silahsız olarak içlerinde kadın ve çocukların da bulunduğu kalabalık, dini ikonlar ile Çar'ın ve Çariçe'nin tasvirleriyle ilahiler ve vatanseverlik şarkıları söyleyerek kışlık saraya yaklaştı. Bu barışçıl kalabalığa Çar'ın amcası Grandük Vladimir'in talimatıyla saray muhafızlarınca ateş açılmıştır.
Başka bir ifadeyle 1904-1905 Rus-Japon Savaşı, 1905 Rus Devrimi'nin tetikleyicisidir. Rusların Uzak Doğu'da aldıkları ağır yenilgi, Çarlığa karşı mücadele eden Rusya'daki devrimcileri heyecanlandırıp motive ettiği kadar, Sultan Abdülhamid Han istibdadına karşı mücadele eden Jöntürk muhalefetini de yakından ilgilendirmiştir.
Yoksul aydın, zengin aydından çok daha kuvvetli görür. Yoksul her sözcüğü kuşkuyla dinler; attığı her adım, onun düşünce ve duygularına böylece bir görev, bir iş yüklemiş olur. Onun kulağı deliktir, duygusu ince; o tecrübelidir, ruhu yanık yaralarıyla doludur...
Sayfa 125Kitabı okudu
Beni az buçuk rahatsız eden tek şey, yemekten tiksinmeme rağmen, açlıktı.
Reklam
Polo'nun torunları bilimde ilerleme sürecini güçlü adımlarla sürdürüp yazdıklarını tüm detaylara matuf şekilde incelerken, ilmin kadın-erkek her Müslüman'a farz olduğu milletin torunları olan Türklerin, ilmi olarak üzerlerine düşeni yaptıkları söylenemez.
Sayfa 73 - postKitabı okudu
Her sayyah - işin özü - gözlemlediklerini anlatır. Bazıları yanlı, tahkir edecek şekilde fikirlerini dışa vurur. Bu subjektif bakış açısı bazen oldukça yargılayıcı ve eleştireldir. Türkleri, geniş manada Doğuluları ve Doğu'yu anlatan Batılı seyyahlar olumlu söylevlerine ek olarak, gözlemlerinde bazen insaf sınırlarını zorlayacak kadar olumsuz görüşlerini sarf ederler.
Sayfa 147 - postKitabı okudu
Seyahat edebiyatı
Seyahat edebiyatı bir nehir olarak düşünülürse, genellikle Batı'dan Doğu'ya doğru aktığı şüphe götürmez. Batı'dan Doğu'ya doğru akan bu nehrin içinde seyreden Batılı seyyahlar, nehrin kıyısında gördüklerini yıllarca anlatmışlardır.
Sayfa 119 - postKitabı okudu
Baksam, en çok, yanında en mutlu olduğum insanlar yüzünden üzülüyorum. Orada olmayı her şeyden çok sevdiğim yerleri özlemekten, bulunduğum yerlerde mutlu olamıyorum. Hayat, evimdeki şifonyerin üzeri, buzdolabının rafları, ayakkabılığım, çantamın içi, kafamın içi hep daha güzel olsun diye kendimi boğuyorum.
Sayfa 48 - kutuKitabı okudu
Alışılmadık bir şey olmuş, eşyaları onlara yeni gibi görünmeye başlamıştı. "Galiba insanlar kendilerini yenilerlerse, eşyalarını da yenilemiş gibi hissediyorlar..." diye düşünür oldular.
Sayfa 64 - Günışığı KitaplığıKitabı okudu
Geri15
90 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.