Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Reha Balkan

432 syf.
·
Puan vermedi
·
72 günde okudu
Livaneli'yle Sohbet
Zülfü Livaneli benim gözümde bu ülkenin yetiştirdiği nadir insanlardandır. Bir insan hem müzikte hem edebiyatta hem de sinemada bu başarıları nasıl elde edebilir? Nasıl olur da çizgisini bu denli koruyabilir. Bunlar günümüz Türkiye'si için çok zor şeyler. Kendisini bol bol okudum, dinledim. Ancak gerçekte görüşleri nedir? Kangren olmuş sorunlarımız ile ilgili fikirleri nelerdir hep merak etmişimdir. Zafer Köse'nin eline ve emeğine sağlık beni bu meraktan büyük ölçüde kurtardı. Benim bu kitapla ilgili bir düşüncem var. Malum ülkemizde sorunlar bitmiyor gündemi çok hızlı değişen bir coğrafyadayız. Bu kitapta ele alınan konuların neden çözülmediğine ve yeni sorunların nasıl açılacağına dair yeni bir eser oluşturulabilir. Kendisine bir yol gösterici gözüyle bakıyorum ve bu kadar naif ve öfkeden uzak bir şekilde kendisini geliştirdiği ve görüşlerini de bu şekilde ifade ettiği için sayın Livaneli'yi kutluyorum.
Livaneli'nin Penceresinden
Livaneli'nin PenceresindenZafer Köse · Doğan Kitap · 2019450 okunma
Reklam
119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Geçmişte Kalanlar
Hani bazı kitaplar vardır ya sizi dürten ve sizi uyandıran, bu kitap o kitaplardan işte. Hissetmeden günden güne nasıl hayattan koptuğumuzu, biz farkına bile varmadan yeni düzen bu diyerek nasıl da makineleşip yeni düzenin kölesi olduğumuzu anlatıyor bu kitap. Oysa bizim adetlerimiz, geleneklerimiz, maneviyatımız ve vefamız vardı. Bunların hepsini unutup bencil bir hayat süren biz yeri geldiğinde sahiplenilmeyi ve şefkatle sarılmayı deli gibi arar olduk. Bir sıcak merhabaya bir güler yine bir selama muhtaç olduk. Ertuğrul Kalkan'ın emekleriyle bizimle buluşan bu eser bana eskiden kısıtlı imkanlarla mutlu olduğumuz ve yalnızlığı hiç hissetmediğimiz o günleri hatırlattı. O eski günlere dönmek zor da değil hem kolay hem de inanılmaz mutluluk verici. Yarından tezi yok ben yine eski ben olacağım, sevdiklerimi telefonsuz, ihtiyaç sahiplerini yardımsız, çocukları da mutsuz bırakmayacağım. Ellerine sağlık Ertuğrul iyi iş çıkarmışsın. İş işten geçmeden paylaşmanın, samimiyetin ve maneviyatın önemini tekrar hatırlattın.
Unuttuklarımız
UnuttuklarımızErtuğrul Kalkan · 06 okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Anılardan esinti hikayeler
Mustafa Bekdemir
Mustafa Bekdemir
Yazar bu eserinde yaşamında kendisinde iz bırakan ve yaşam derslerine bir yenisini eklediği anılarını anlatmıştır. Anlatılardan bazıları birebir anı olmakla birlikte bazıları ise hikayenin ta kendisidir. Anlatılardaki olayların kaynağı gündelik yaşamlar yani bizleriz. Bu yüzden yazarın iletisini almak ve içselleştirmek bizim için oldukça kolay oluyor. Eğitimci yazar Mustafa Bekdemir'in bu birbirinden güzel ve birbirinden sıcak öykülerini okumanızı tavsiye ederim.
Mavi Yolculuk
Mavi YolculukMustafa Bekdemir · Bu Yayinevi · 01 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
8/10 puan verdi
ÖZLENİLEN GÜNLERE DAİR TEBESSÜM ETTİREN ANILAR
Gün geçtikçe zamane insanı bize yabancılaşıp geçmiş günler özledikçe eskiyi daha çok konuşmak ister oldum. Zafer Algöz geçmişimizi; o güzel, fakir ama gururlu günlerimizi kaleme almış. Zeki Müren'den Müşfik Kenter'e, Kemal Sunal'dan Öztürk Serengil'e kadar sanat dünyamınızın ana kolonları yani taşıyıcısı olan bu önemli isimleri en doğal halleriyle bizlere anlatmış. "Dünyanın en şanslı kişisi sevdiği mesleği yapabilendir." diyor Zafer Algöz. Kendisi bu şanslı kişilerden birisi ancak bence onu daha da şanslı yapan bu meslekte karşılaşabileceği en güzide insanlarla karşılaşmış ve onlarla ilgili mutlu anılar biriktirebilmiş olmasıdır. O güzel insanların unutulmaması ve duruşlarının karakterlerinin sonraki sanatçılara örnek olması sebebiyle umarım bu tür anı kitapları çoğalır ve bunlardan bizler de yararlanırız. Ellerine sağlık Zafer Algöz. Mekanınız cennet olsun nice divalar, ustalar ve sanata ömür vermiş emekçiler. Keyifli okumalar dilerim.
Zafer Algöz
Zafer Algöz
Haşırt Dı Bilekbord
Haşırt Dı BilekbordZafer Algöz · İnkılap Kitabevi · 20172,389 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
Zilli kurt
Zilli kurt, eskiden Anadolu'da tüm sürüyü katleden kurtlara ceza olarak kurdu yakalayıp boynuna bir zil asılırmış. Böylelikle kurt sesinden dolayı avlanamaz açlıktan çıldırarak ölürmüş. Yaşar Kemal de kendisine zilli kurt diyor ama bunu kendisine yapılan ötekileştirmeyi tabir etmek için kullanıyor. Kendisine takılan komünist sıfatı ile hiçbir yerde iş bulamamasını, ekmeksiz işsiz kalmasını bu şekilde anlatıyor. Bu kitap İnce Memed'in, Bebek öyküsünün, Demitciler Çarşısı Cinayeti'nin hangi esinlenmenin hangi düşüncenin meyvesi olarak ortaya çıktığını anlamamıza yardımcı oluyor. Yaşar Kemal'in değişik dergi, gazete ve diğer süreli yayınlarda çıksın yazı ve röportajlarının bir derlemesi olan bu eser Yaşar Kemal'i daha yakından anlamak ve böylelikle eserlerinde ne anlatmak istediğini daha derinden kavramak için bizlere yardımcı olacaktır. Keyifli okumalar dilerim.
Ustadır Arı
Ustadır ArıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2004417 okunma
Reklam
463 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Esir Şehir İstanbul
İşgal yıllarından başlayıp Kurtuluş Savaşı'na kadar devam eden süreci anlatan Kemal Tahir üçlemesinin ilk kitabıdır Esir Şehrin İnsanları. Eser işgal yıllarında düşman askerlerinin kol gezdiği payitahtta bulunan insanların üzerindeki baskıyı ve içimizden çıkan lider vasıflı ve vatanperver kadın ve erkeklerimizin gözüpek mücadelesini anlatıyor. O dönemde özgürlük için örgütlenen, bir olan ve savaşan vatanperverler sadece düşman kuvvetlerine karşı değil aynı zamanda düşman devletlerin iplerini eline aldığı saray yönetimiyle de savaşıyor. Bütün kolluk kuvvetleri işgal kuvvetlerinin emrinde. En ufak bir direnişe izin verilmiyor. Hal böyle iken Anadolu'da Mustafa Kemal önderliğinde bir direniş kıvılcımı beliriyor. Kazanılan Birinci ve İkinci İnönü Savaşları halka büyük moral kaynağı olup direnişçilerimize de büyük şevk veriyor. İşgal yıllarında o dönemin cesur ve gözüpek vatanseverlerinin şanlı mücadelesini okumanızı tavsiye ederim.
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,3bin okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Garibanın yüzü gülür mü?
Muzaffer İzgü'yü ilk defa okudum. Memleketimin yazarları bana hep sıcak gelmiştir. Ben sıradan bir Çukurova çocukluk hikayesi okuyacağımı sanıyorken karşımda tam bir yaşam mücadelesi buldum. Yaşamdaki zorluklara karşı hiç yılmayan gözü pek Muzo karnını doyurmak ve okuyup adam olmak için hamallıktan bulaşıkçılığa, seyyar satıcılıktan muavinliğe ne
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,674 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
BEBEK-DİL-ZEKA ÜÇLÜSÜ
İletişimin önemini artık anlamamız gerekiyor. Anne-baba, anne-bebek, baba-bebek arasındaki iletişimin bebeğin önce dil gelişimine sonrasında ise zeka gelişimine olan etkisi artık bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Birtakım istisnalar dışında hiçbir bebek doğuştan zeki ya da aptal olarak doğmaz. Anne karnında başlayan gelişim süreci doğumun ilk anında itibaren büyük bir ivmeyle devam eder. İşte bu büyük ivmenin yaşandığı ilk üç yaş dönemi de bebeğin dil ve zeka gelişimi için kritik dönemdir. Nedir bu kritik dönem? İnsan gelişiminin belirli aşamaları ve bu aşamaların da belirli kritik dönemleri vardır. Bu kritik dönemde kazanılması beklenilen beceriyi kişi kazanamaz ise bir daha o beceriyi kazanamayabilir ve hatta kazansa bile yeterli seviyeye gelemeyebilir. İşte kitap da tam olarak bundan bahsediyor. Zeka gelişiminin önemli bir parçası olan dil gelişimin ilk üç yaşta ne kadar üst düzeyde sağlanırsa kişi ilerleyen yaşlarında zorluklarla daha fazla baş edebilen, kendini daha iyi ifade edebilen ve hayata karşı daha güçlü durabilen bir birey olacaktır. Kitap genel olarak anne ve babalara tavsiye edilse de ben çevresine ve kendisine karşı farkındalığı olan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Böylelikle belki de şu anki güçlü yanlırımızın ya da güçsüzlüklerimizin temelinin nerelerde atılmış olabileceğini anlayabiliriz.
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind · Buzdağı Yayınevi · 20203,903 okunma
194 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"O" ya da "Hakkari'de Bir Mevsim"
Çok defa karşıma çıkan okumayı merakla beklediğim bir kitabı bitirdim sonunda. Ferit Edgü Anadolu'da kimsenin gitmediği en ücra köşelere bile giden kendi imkanlarıyla okulunu kuran ve inanılmazı başaran köy öğretmenini anlatmış. Bu açıklamam sizi yanıltmasın ama bu roman bir öğretmenin meslek hikayesi değil. Güney Doğu'da Hak ilinin Pir köyüne sürülen bir öğretmenin yaşadığı yalnızlığı ve 2000 küsür rakımlı devletin pek de yolunu in düşmediği bu köydeki bilmediği dili öğrenme çabalarına yer vermiş. Hakkari'de Bir Mevsim romanında beni en çok etkileyen ve içimi sızlatan durum ise yöre insanının sahipsizliği ve çaresizliğidir. Köyde yaşanan sebebi bilinmeyen ölümleri bile kanıksayan halk içten içe isyan etse de bunu dışına vuramaz ve sessizce ölüsünü gömüp hayatına devam eder. Bir öğretmen olarak öğretmenlerin kalemlerinden çıkan ve bana farklı tecrübeler aktaran her şey ilgi alanıma dahildir. Hem bir öğretmenin romanını okumak isteyen hem de kendisini kaybetmiş bir adamın kendisini arama çabasını öğrenmek isteyen okurlara tavsiyemdir.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,2bin okunma
214 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yaban
Ta ünüversite yıllarımdan beri aklımda olan Yaban'ı sonunda okudum. Kitap, başlarda hep anlatıldığı gibi Türk entelektüeli ve Türk köylüsünün çatışmasını anlatıyordu. Bilindik sorunsallar Türk aydınının Türk köylüsüne ulaşamaması. Anadolu halkının ihmal edilişi ve sonrasında gelen Anadolu'daki geri kalmışlık ve cahillik. Cahillik öyle bir cahillik ki vatan, millet kavramı değerini yitirmiş; günlük hayattaki tek dert yaşamsal mücadele yani karın doyurma ve hayatını idame etme. Bu cehalet düşman kapıya gelinceye kadar onları evlerinde miskince yatırmış. Düşman kapıya gelince onun basit oyunlarına yem etmiş ve sonunda ise elde ne mal ne namus ne de can kalmış. Beni asıl etkileyen ve kitabı hüzünle kapatmama neden olan anlatı ise savaşın o en çirkin yüzü olan güçlünün(askerin) güçsüze (silahsız halk) olan canice zulmü oldu. Bu millet çok savaşlar gördü ve her birinde bu zulmü yaşadı. Bu kadar travma başka hangi millete reva görülmüştür bilinmez ama biz bu zulümlerden nasibimizi fazlasıyla aldık. Çanakkale Zaferi'nin yıldönümün öncesi olan bu günde tek dileğim bu çilekeş ve bağrı yanık milletin bir daha savaş zulmünü görmemesidir.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,4bin okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
MONTAİGNE'E DAİR
Stefan Zweig'ın biyografik deneme olarak adlandırılan bu tür eserleri gerçekten söz edilen edebiyatçı ile ilgili bambaşka bilgiler edinmemizi sağlıyor. Öncesinde Balzac, Dickens ve Dostoyevski'yi anlatan eserini okumuş biri olarak Montaigne'i anlattığı eserde aynı yetkinliği bulamadım. Montaigne'in günümüze ulaşan fazla eseri olmadığından mıdır bilmem ama yazarın edebi yaşamından çok iç dünyasına deyinilmiş. Eser Normalde çok daha kısa eserin uzun bir önsözü ve sonunda da Montaigne'in yaşadığı önemli olayların kronolojik sırası verilerek biraz şişirilmiş. Okursanız elbet bir şeyler öğrenirsiniz. Ancak okumazsanız ğek bir şey kaybedeceğinizi düşünmüyorum. Hatta bu eser yerine Montaigne'in Denemeler eserini okursanız Montaigne'i daha iyi tanıma olanağı bulursunuz. İyi okumalar.
Montaigne
MontaigneStefan Zweig · Can Yayınları · 20211,343 okunma
50 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Vah Bartleby! Vah insanlık!
Bartleby, uzun zamandan beri tanıdığım en farklı karakter. Yani bir kahraman, bu kadar az konuşarak okuyanlara bu kadar çok şeyi nasıl anlatabilir ya da düşündürebilir? Öyle ki, kimisi okuyup pasif direnişi, kimisi dik duruşu, kimisi yaşanmışlıkların insandaki izlerini, kimisi de kayıtsızlığı görüyor Bartleby'de. Ben ise onda boş vermişliği gördüm. Çünkü her şeyden elini yıkamış hayatını gözden çıkarmış bir insan yapabilir ancak onu n yaptıklarını. Kendisini ve hayatını azıcık bile önemseyen insan bir yerden sonra duruma ayak uydurmaya iş yapmaya ve hayatta kalmak için çabalamaya başlar. Ancak Bartleby için bu maalesef yapmamayı tercih edeceği bir şey. Kendine has reddediş tarzıyla herkesin diline dolanan bizim sessiz ve gizemli karakterimiz Bartleby ile mutlaka tanışın. Ancak benden size tavsiye kimsenin sizi tanıştırmasına izin vermeyin ve onu bizzat kendiniz tanıyın. Böylelikle onu başkalarının takdim ettiği gibi gibi değil de kendinizin gördüğü gibi tanırsınız. Bartleby'i okumayı tercih etmeniz dileğiyle iyi okumalar. :)
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,3bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İLK KRAL KAHRAMAN "GILGAMEŞ!"
Gılgameş, çokça merak ettiğim bir kahramandı. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın böyle bir eseri olduğunu öğrenince hemen alıp okudum. Tabletlerde şiir olarak yer alan destanı yazar manzum halde bizlere sunmuş. Bunu yaparken de eksik kalan bölümleri belirtip elinde olan bilgilerle harmanlayarak bizlere tam bir metin çıkarmaya çalışmış. Gılgameş'te beni en çok kendine çeken nokta ölümsüzlük peşinde koşmasının sebebiydi. Acaba neydi bu sebep? Ölüm korkusu mu yoksa dünya sevgisi mi? Kitapta cevabımı buldum ancak onu buraya yazmayacağım. bu eser, efsaneleri seven tarihe ilgi duyan herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir eserdir. Ancak kitabın basımında hatalar var. Kitap sonlara doğru kendisini tekrar etmiş. Yani kitabın son14 sayfa kadarlık bölümü yanlışlıkla iki defa basılmış. bu da kitabı daha da kısaltıp 80 sayfa civarına indiriyor. Kitabın sonunda yer alan tabletler ve Gılgameş ile ilgili bilgiler yer alan bölümleri de okumadan kitabı bırakmamak lazım. İyi okumalar.
Gilgameş
GilgameşMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20131,446 okunma
565 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
KELEBEK!
KELEBEK! Kitabı Türkiye'de ciddi izlenme oranları olan iki dizide gördüm ve araştırdım. Araştırmalarım sonunda bir mahkumun bu kadar ilgi çekecek neler anlattığı merak ettim. İşin açığı ilk başlarda kitabın kendisini aklamaya çalışan bir adamın anılarından oluştuğunu düşündüm. Daha sonra suçlu suçsuz kim olursa olsun hapishane koşullarının bu kadar ölümcül ve eziyet verici olmaması gerektiği kanaatine vardım. Elbette hayatta korkunç suçlar var ancak tam anlamıyla işlemeyen ya da kimisine göre fazla acımasız olan bir adalet de var. Günümüzde bile birçok ülkede mahkemede yargılanırken etnik kökeniniz, dininiz ya da ait olduğunuz zümre oldukça etkili. Bu sebeplerden ötürü hapishane anlayışının değişmesi ve hapishanenin bir günah çıkarma yeri değil de ıslah etme yeri olması gerektiği düşüncesindeyim. Buraya kadar anlattıklarım Kelebek'in kaçmasının sebepleri aslında. Ancak ona kaçma imkanı veren ve hapishane hayatında bir nebze de olsa rahat zamanlar geçirmesini sağlayan onun dürüstlüğü, mertliği ve mahirliğidir. Bu kitabı mahkumlara faklı bir bakış açısıyla bakmanız ve özgürlüğünüzün ne büyük bir nimet olduğunu anlamanız için tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
Kelebek
KelebekHenri Charrière · E Yayınları · 20195,3bin okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
YÜRÜMEDE FERAHLIK VARDIR
Yıllar önce fark ettim yürümenin rahatlatıcı ve iyileştirici etkisini. Hem psikolojik hem de fiziksel olarak rahatlarmıştır yürümek beni. ancak bu yürüme kalabalık ve her tarafı uyaran dolu bir yerde değil de daha sakin bir yerde yapılmalı. Yürüyüş için kırsal bir alan seçilirse rahatlatıcı etkisini gerçekten göreceksiniz. Yürümenin bu etkilerinin yanında eserde Hıristiyanların hac yürüyüşünden de bahsedilmiş. Aslında bu da yürüyüşün manevi boyutu olduğunu bizlere kanıtlıyor. Uygun ortamda uygun kıyafetlerle yapılan bir yürüyüşün tadını hiçbir aktivite vermez. Üstelik yoğun zihin aktivitesi gerektiren bir çalışma içerisindeyseniz bu çalışmaya yürüyüş seansları ekleyin. Bu seansların çalışmanıza olan mucizevi katkısını fark edeceksiniz. İyi yürümeler, iyi okumalar.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.