Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Riise Garcia

Cihan bağında en âkil budur makbul-ü ins-ü cin Ne kimse senden incinsin ne sen bir kimseden incin
Sayfa 1151Kitabı okuyor
Reklam
Dil nazargâh-ı Hüda'dır, saf kıl ki dola nur Şah damardan yakındır Hak sana, sen olma dûr Vehmi, fehmi, fikri koy, dal hayrete, ol pür sürûr Hâzır-ı Hak ol, huzur et, gafil olma her zaman
Tefvîznâme
Hak şerleri hayr eyler Zan etme ki ğayr eyler Ârif ânı seyr eyler Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler… Sen Hakka tevekkül kıl Tefvîz it ve râhat bul
Sayfa 791 - Erzurumlu İbrahim HakkıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tevekkül, Allah'a dayanıp güvenmedir. Tefviz, tedbir ve seçimi bırakmaktır (Allah'a ısmarlamaktır). Teslim, kaza hükümlerine boyun eğmektir. Rıza da Mevlâ'nın seçiminde sevinç ve ferahlık bulmaktır.
Allah'ım, sevdiğin şeyi yapmaya ve razı olacağın söz ve davranışta beni muvaffak kıl. Muhakkak sen, büyük ihsan sahibisin. Allah'ım, bütün işler senin katındadır, her şey benden uzaktır. Benim için uygun görüp seçtiğin işi ben bilemem. Benim için seçici sen ol. Muhakkak ki, sen nihayetsiz bilici ve sonsuz güçlüsün.
Reklam
Yalnızlıkta, kitaplar dost olarak sana yeter Olmazsa kitap, gönülde sevgili yeter
Yay, oku kucaklar ama Kendinden çok uzaklara fırlatır
İbrahim Edhem hazretleri, "niçin insanlarla dostluk kurmazsin?" sorusuna, "kendimden büyüklerin kibrinden, kendimden küçüklerin ahmaklığndan ve akranlarımın da hasetinden kurtulabilmek için, onların gönüllerinden uzaklaştım ve sıkıntılarından kurtuldum." karşılığını vermiştir.
"Kim bir zalimin zulmüne sözü ile yardımcı olursa, muhakkak Allah Teala o zalimi kendi başına musallat eder."
Dostundan hiçbir şeyi esirgeme, lakin ona her sırrını söyleme.
Reklam
Ey aziz, malûm olsun ki, kelamcılar demişlerdir ki : O müneccimler ve tabiatçılar ki, Yaratıcı olan Allah'ı tanımaktan mahrum olmuşlardır. Onların bütün işleri, yıldızlara ve tabiatlara dayanıp, dalalette kalmışlardır. Bunların misali o iki karıncadır ki, bir kâğıt üzerinde yürürken bir nakış ortaya çikar. O anda karıncanın biri şad olup, der ki : "İşlerin hakikatinin kalemden vücuda geldiğine muttali oldum." Bu karınca , en son derecede olan tabiatçı gibidir ki, bütün tasarrufları, sıcaklığa, soğukluğa, rutubete ve kuruluğa havale etmistir. Karıncanın öbürü dahi dikkatle bakıp, görür ki; kalemin hareketi kendisinden değildir. 0, parmakların iradesiyle olmuştur. O zaman sevinip, önceki kanncaya der ki: "Sen galat etmişsin ve durumun hakikatini idrakten ırak gitmişsin. Zira ki, işlerin oluşu kalemden değildir. Belki bütün tasarruflar parmaklardandır. Kalem ise parmaklar arasında mecbur ve boyun eğmiştir." Bu karınca ise, o müneccim misalidir ki; işlerin tasarruflarının tümünü yldızlara isnat etmiştir. Bilmez ki, kendi dahi bilmeyip hataya gitmiştir. Zira ki, yldızlar meleklerin elinde mecbur ve çaresizdir. Meleklerse, Hak Taâlâ'nın emrine itaatkâr ve boyun eğicidir. Hepsi onun iradesiyle sâkin ve hareketlidir.
MOON
Ayın ilk yarısında dikilen ağaçlar fazla uzar ve gelişir. İkinci yarısında dikilenler zayıf olur veya kurur.
Hari buna 'kişisel sorunların korunması yasası' diyor.
"Toplumsal devinimlerin fizik gibi korunma yasalarına sahip olduğu ve aslında psikotarihin gerçekten sorun çıkartan yanlarını çözmek için olası en iyi aletleri bize bu yasaların verebileceği kanısı oluştu.”
Sayfa 305Kitabı okudu
Vay be! Meğer ben kırk yıldır nesir konuşuyormuşum da haberim yokmuş!
Sayfa 28 - Mösyö JourdainKitabı okudu
Anne ve babamın bana bütün ilimleri daha gençken öğretmemiş olmalarına öyle çok kızıyorum ki.
Sayfa 22 - Mösyö JourdainKitabı okudu
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.