Daha önce yazarın Mavi Gece adlı romanını okumuştum.
Orada da okuduğumuz Tuna'yı bu kitapta başrol olarak okuyoruz.
Öncelikle Kübra Berk'i çok tebrik etmek istiyorum.Bu zamanlarda fazlaca gündemde olan kadına şiddet konusunu işlemesi beni çok mutlu etti.
Rüzgar'ı okurken çok gururlandım,her ne olursa olsun asla pes etmeyen,azimli ve kendi ayaklarının üzerinde duran güçlü bir karakter.Yaşadığı şiddet ilk başlarda sözlü de olsa sonralarda fiziksel şiddete de dönüşüyor ama Rüzgâr hiçbir zaman pes etmiyor ve o kişiyi bulmak için didinip duruyor.Tabi bunlar olurken kahve gözümüzle (yazarın Mavi Gece adlı kitabındaki Tuna) ile de tanışıyorlar.
Bütün bunlar olurken Tuna Rüzgâr'a çok güzel destek oluyor
Her ne olursa olsun son zamanlarda okuduğum en anlamlı en özel kitap olarak kalacak,her zaman benim için çok farklı olacak.Kimse fiziksel ya da sözlü şiddete sessiz kalmamalı.Özellikle son zamanlarda çokça rastladığımız bir konu bu yüzden kesinlikle öneririm,okuyun okutun.
aynı acıları paylaştığınız tek yer yarım kalmış bir kitap satırı olabilirdi. Parmaklarınızın dokunduğu buruk harfler, gözlerinizin değdiği birkaç satır... Gerçekte yapayalnız olabilirdiniz ancak bir kitap sizi bir dünya yabancı insanla aynı durakta buluşturur, kalbinizi aynı duygularla titretir, birbirinize hiç dokunmadığınız hâlde sımsıkı sarılmanızı sağlardı.
GülşahSezgül ile birlikte 2 günden daha kısa bir sürede bitirdik ve bir sürü teoriler ürettik.Kitap; sıfır,+1 ve -1 olarak ayrılmıştı bu çok hoşuma gitti.İlk başlarda Oflaz'ın 'hm hm' demesi ve isminden başka hiçbir şey bilmeden onu benimsedim.Umarım Oflaz ve Işıl'ın hikayesini okursunuz.Keyifli okumalar
