Paylaştığınız yazıyı okudum ve çok beğendim. Konuyu derinlemesine ve örnekleriyle açıklamış. Özellikle şu kısım harika bir özet niteliğinde:
Otoriter siyasi sistemler tek tanrılı dinlerle ilişkilidir. Tanrı’nın kendisi gibi, lider de her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve her şeye kadir olarak algılanır. Onun sözleri gerçekliğin ufuklarını tanımlar. Övülmeli ve kayırılmalıdır ama asla sorgulanmamalıdır. Düşmanları, tanım gereği, kötülüğün güçleriyle işbirliği içindedir.
Eğer dinler sadece dileklerin yerine getirildiği fanteziler olsaydı, hepsi de yaygın bir uyum ve refaha yol açardı. Ancak gerçekte durum böyle değildir. Cennetin tatlı vaatleri ancak cehennem tehdidiyle birlikte gelirse anlam kazanır.
Martin Eden-Jack London
Bülbülü Öldürmek-Harper Lee
Nietzsche Ağladığında-Irvin D. Yalom
Sefiller-Victor Hugo
Savaş ve Barış-Tolstoy
Aşk ve Gurur-Jane Austen
Yaşlı Adam ve Deniz-Ernest Hemingway
Dövüş Kulübü-Chuck Palahniuk
Yüzyıllık Yalnızlık-Gabriel García Márquez
Veba-Albert Camus