Gazze veya Yafa'yı aldıktan sonra Mart 1799'da Akka önlerine geldi. Yafayı aldığında 3000 kadar Türk esir olarak Napolyonun eline düşmüştü. Napolyon bu kadar eseri besleyemeyeceğini ve yiyecek maddelerinin asıl kendi askerlerini gerekli olduğunu görünce bunların hepsini öldürmüştü.
Yolu tarif edebilmenin mümkün olduğunu sanırız. Sokaklara, köylere, şehirlere verdiğimiz isimlerden öte değildir tarifimiz. Yol tarifsizdir. Yolcunun yüreğindeki çentiklerdir.
Alparslan Türkeş bambaşka bir insanmış. Kafiş Kozinoğlu'nun da dediği gibi: "Bana; Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan'ın Dağlarında yaşayan çobanlar Alparslan Türkeş'i soruyor.. Ben O'na nasıl Başbuğ demeyeyim?"
Medeniyetler para ile değil, ilimle, irfanla, imanla, ahlakla kurulurlar; medeniyetler parasızlıktan değil, ilimsizlikten, irfansızlıktan, imansızlıktan, ahlaksızlıktan çökerler.
Bundan sonrası; kudretli bir fikir sistemi halindeki Türkçülük ülküsünü, bütün memleket sathına yaymak ve Türk milletine, kendisinin asıl sahibi bulunduğu bu fikri tanıtmak gerekmektedir. Bunun için de teşkilatlanmak kutsal sorumluluk uğrunda birlik ve beraberlik şuuru içinde bütünleşmek ihtiyacı içindeyiz.
Bozkurta düşmanlık gösterenleri Türk milletinin düşmanları olarak tanıyacağız ve düşmanlıklarını düşmanlıkla karşılayacağız. Bozkurtçuluk, Türklük düşmanlarının, satılmışların, vatan hainlerinin iddia ettiği gibi ne faşistliktir ne emperyalizmdir, ne de put perestliktir