Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sabri TOPDAĞI

Sabri TOPDAĞI
@SabriT
1959 Erzurum doğumlu. 1977 yılında Kuleli Askeri Lisesinden 1982 yılında Kara Harp Okulundan mezun oldu. 2013 yılında TSK'dan emekli oldu. 2006'da İnsan Kaynakları, 2019'da Resim Sanat Dalı Yüksek Lisans Programlarını bitirdi.
Bu süsler, yaldızlar, org sesleri, günlük kokusu ve haç çıkaran papazların ısmarlama gösterişleriyle, Taberiye'deki balıkçıları hakka davet eden İsa'nın, çölün kumlarında parçalanmış ayakları, sahrada susuzluktan kavrulan dudakları arasında ne büyük çelişme vardı?..
Sayfa 331
Reklam
Dâhi insan şöhretin doruklarına çıkarken sıradan insanın eteklerde dolaşmasını mı bekliyorsunuz? Hayır, bu durumda hiç kimse eli boş durmaz; altta kalan ötekini tırmandığı doruktan çekip düşürmek ister.
Erzurum
Erzurum, İmparatorluğa öğrenciler yetiştiren bir kent değildi. İmparatorluğun yalnızca er kaynağıydı sanki... Türk ordusuna en yiğit erleri Erzurum verirdi. Gözü pek, doğru sözlü, yiğit, öz erlerin ülkesiydi orası. Alayına, taburuna Erzurumlu erler düşen komutanlar bir başka mutlu olurlardı... Askerin en acarı oralardan gelirdi. Yiğitlerin, mertlerin, serdengeçtilerin harman olduğu yerdi Erzurum... Öyle ki; o Palandöken, o Topdağı cansız birer doruk değildi sanki... İmparatorluğun oyanını bekleyen birer dev Türk askeriydi...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1860'ların Anadolu'su
1860'ların Erzurum'u, o çağların Erzurumlusu onlar! Her şeyden yoksun bir ilk çağ kenti!... Hastane bir yana; neredeyse doktor yok, okul bir yana; neredeyse okuma-yazma bileni yok. Demiryolu bir yana; yol yok, iz yok... Oysa bir ucu Tuna'da, öteki uçları ta Tunus, ta Basra Körfezi'nde olan o koca devletin ana toprağı burası... Bütün kent, tıka basa tüm çevre, bütün bölge Türk soyunun daha hiç karışmamış, bozulmamış öz kan Türkleriyle dolu ama ötelerdeki bir Bulgar, bir Sırp ilçesi kadar devlet ilgisi, kayrısı görmemiş... Oysa temele bunlar dayanak, bunlar harç...
Zor Kapanan Fark
Çağdaş Türk müziği kurucularının ön örneklerinden yoksun oluşları gibi çağdaş resmimizin kurucuları da ön örneklerden faydalanamamışlardı. Onlar da, beş yüz yıllık bir gecikmeyle, Batı sanatının geçtiği yollardan, aşamalardan geçmeden kendilerini 20’nci yüzyılın akımları içinde bulmuşlardı.
Reklam
Cindarlar
Cinci hocalar da yörenin gerçeklerinden. "Cinleri toplarlar, “cinleri kovarlar, “cinleri yakalamak” için "cinlilere adlarını söyletir”ler. Ve söyletmek için de bağırta bağırta döverler. Kuşkusuz bütün bunların karşılığında da "Peygamberden kalma geleneği" yerine getirip “ücretlerini alırlar. Alabildiğine yaygındır “cindar” hocalar. Kimi “az derin”, kimi "çok derin”dir. Ve çok ustadırlar halkı inandırıp kandırmakta.
Sayfa 343Kitabı okudu
Karakış
Karakış, kara kara düşündürüyordu herkesi. Karları ak olduğu halde, "karakış" diye ad verilmesi de bundandı belki de. Kimileri için "hava hoştu". Ama ya yosulluk gömleğini giymiş olanlar, çaresizler için?!
Sayfa 271Kitabı okudu
Yüzlerce, binlerce yıl ötelerden getirilen, yırtıldıkça yamanan, dar geldikçe genişletilen giysiler, Tanrı'nın yeni terzileri eliyle biçimlendirilip ve yamanıp müslüman cemaate yeniden giydirilecek. Politikacılarla elele verilerek
Sayfa 117Kitabı okudu
Oku
Kitap okuyan biri, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan ise sadece bir hayat.
İbrahim Çallı diyor ki;
Memlekete Batı anlayışı ile resmi getiren askerler olmuştur. Bugünümüzü onlara borçluyuz. Siz genç askerleri de onların izinde görmekten sevinç duyacağız.
Reklam
Erzurum'a yaklaşırken
Rüzgar estikçe beyaz, yakıcı bir toz doluyordu gözlerimize. Dağların insanı hüzünlendiren bir görünüşü vardı.
Çektiklerimiz...
Bütün yollar Erzurum'dan, Erzincan'dan, Bayburt'tan gelen muhacir, yaralı, tifüslüler akını ile dolu. Aman Ya Rabbi! O ne hâldi, ne felaket ve ne sefaletti. Çoluk, çocuk, ihtiyar, kadın erkekten mürekkep yüzleri sararmış, vücutları incelmiş hasta, yaralı insanlar. Kar, kış kıyamette şu şose üzerine dökülmüş korkunç bir sefalet içinde yürüyerek Sivas'a giriyorlar.
Değişen fazla bir şey yok
Sanatımızda millî heyecanın nasıl ve ne şekilde başlayacağını kestirmek güç. Fakat Asker Ressamların bu yolu aslâ terk etmediklerini iftiharla görmekteyiz. Esasen onların iddiaları da budur.
Yaşlanmadan önce
Yani sözün özü evlat, benim yaşıma geldiğinde zamanını verimli geçirebileceğin bir uğraşın, anlatacak hikâyen olsun.
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.