Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sait Ahmet

Sait Ahmet
@Saitahmet
Ya savaş meydanlarında yitirip bulamadığımız gerçek Engizisyon işkenceleri yirminci yüzyılın Fırınlar Gaz odaları Kütle halinde ölümler Kara sineklerin konduğu çürük et yığınları Yayılım ateşinde delik deşik olmuş insanlığımız O azgın atların çiğnediği kollar bacaklar o kan çanağı gözler o süngü uçlarında yükselen kesik başlarımız
Reklam
Pirinç tanelerine çizdiğimiz kral resimleri bizi kurtaramadı Ne de Babil'deki asma bahçeleri Hakkını veremedik alın terimizin suçluyuz Har vurup harman savurduk ömrümüzü Akıllı bir maymun olmaktan öteye gidemedik Şimdi bu kördövüşünde yenildikse suç bizim Geç anladık zavallılığımızı Her şeyi bu sağır göklerden bekledik yıllardır Bizi kimseler inandıramadı ölüme Bize kimseler öğretemedi insanlığımızı
Yine bana bakarken yüzün kızarıyor Toplum kurallarından kurtulamadın daha Bütün çayırlar bomboş Görmüyor musun? Al başını dağlara çık Avaz avaz şarkı söyle sokaklarda Bir kibrit çak bütün evler yansın Yüz bin yılın öcünü al bu şerefsiz dünyadan Sonra kaldır kendini denize at Biraz serinle Sevebildiğim kadar insanım ben On gram arsenik yeter canıma Beni düşünme

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senin o kocaman kocaman gözlerin yok mu Nasıl duruyor boşluğunda arzuların anlamıyorum Nasıl Nasıl bakıyor bana böyle merhametten uzak Git diyorsun Nereye gideyim? Ümitlerim ne olacak? Bunca şiiri kim söyleyecek sana? Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini?
Desem ki yeryüzüne beş peygamber geldi Beşincisi sensin Desem ki iki kişi kaldık dünyada İkincisi sensin Desem ki birisi var yeri göğü var eden O da sen olurdun Sana tapmak için Kilden bir heykel yapardım güzelliğince Bilsem ki sen Tanrı'dan iyisin Bilsem ki Tanrı senden güzel değil
Reklam
İstesen hayat verirdim bu karanlıklara İstesen gökyüzünü bir mendil gibi yırtardım Denizlerden, göllerden, nehirlerden Sana görmediğin renkler yaratırdım
İnsanlar içinde bir sana inandım Bir seni sevdim kendimden başka Uykularımın bölündüğü saatlerde Sendin düşündüğüm soluk soluk Sivri bloklar gibiydin karanlığımda Gözümü yumsam seni görüyordum Oynak türkülere benzeyen yürüyüşünle Sen çıkıyordun karşıma Karanlığımda İki yıldızdı ellerin görülmedik Karanlığımda Bir orman yangınıydı dudakların
Kardeş değiliz diyorum inanmıyorsun Yalan bunca faziletler yalan Bizi bu ciğeri beş para etmez insanlar mahvediyor Aldırma diyorum sana Dünya ikimiz için yaratıldı Üç milyar insan iş olsun diye geldi yeryüzüne Verdiğin her kederin yüreğimde yeri var Hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır Hangi aynaya baktıysam seni gördüm Gel desen gelemem Git desen gidemem Öl desen kanım akmaz Anladım artık, seni sevmek yüce bir şey Anladım seni sevmek Tanrı'ya yaklaşmak gibi
Üç tüp boyam vardı Verenoz yeşili, zümrüt yeşili, krom yeşili Hepsini kattım birbirine Senin yeşilini buldum Senin yeşilinde orkestralar Debussy'den çalıyordu Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı
Solfej anahtarlarını kaldıralım Do'ların mi'lerin önünden Bırakalım bu dünya alabildiğine dönsün Ölmekse daha kolay ne var Yaşamaksa sensiz mümkün değil İskender adam edemedi bu dünyayı Biz mi edeceğiz? Eflatun çözemedi yaşamanın sırrını Biz mi çözeceğiz Bütün yataklar bir kişilik Git diyorsun Nereye gideyim Birazdan gece olacak Ağır kılıçlar parçalayak yüreğimi Pis bir koku gibi çökecek üstüme yanlızlığım Seni düşüneceğim stepler ortasında yorgun, kimsesiz Doludizgin atlılar geçmeyecek yüreğimden Bir gözümde gümüş mahmuzlann pırıltısı hazin Bir gözümde bozulmuş nal izleri Durup durup ağlayacağım
Reklam
Şimdi bir derin mavide akşam oluyor Gök mavi deniz mavi Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi Gün ışığı arkamızda kaldı bak Tanyerinde unuttuk gözlerimizi Gel artık Hayata yeniden başlayalım Gel artık Bu mavilerde kimseler görmez bizi
Dinsizdim, İstanbul'da minareler üstüme yıkıldı Yoksuldum, Kudüs'te kiliseler kabul etmedi beni Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan akşam olacak Rachmaninoff'la bir meyhanede içmeliyim bu gece Sonra sana gelmeliyim Rachmaninoff nereye giderse gitsin
Şanghay'da orospular benimle yatmadı Çirkinsin dediler Pissin dediler Yıkandım aklandım Afyon yüklü mavnalar geçiyordu çin denizinden Birisi geçmişime küfretti Tuttum öldürdüm Geçmişim seninle güzeldi, temizdi, aktı Kirlettim Affet beni
Budapeşte köprüsünün üzerinde Bir çingene falıma baktı Dedi üç güne öleceksin Ben üç bin yıldır seni arıyorum Kapılara sığmıyor umutsuzluğum Lağım kokuları gibi, çirkef gibi kederliyim İçimden dünyayı iple çekmek geliyor.
Elinden geleni yaptıktan sonra sıra ayağından geleni yapmakta, gitmek gibi mesela. - Sunay Akın
130 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.