Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevgili Ceren

İlk karşına çıkanla tartışma; yalnızca iyi tanıdığın, saçmasapan şeyleri savunmayacak kadar anlama yetisine sahip olduğunu ve utanılacak durumlara düşmeyeceğini bildiğin kişilerle tartış; otoritenin dikte ettiklerine göre değil, nedenlere, gerekçelere dayanarak tartışmayı bilenlerle; sunulan nedenleri dinleyip dikkate alanlarla; ve nihayet, gerçeğe değer veren, karşı tarafın ağzından bile olsa iyi nedenleri memnuniyetle dinleyen ve doğruyu karşı taraf söylediğinde, yani kendisi haksız olduğunda da bunu hazmedebilecek kadar adalet duygusuna sahip olanlarla tartış. Demek ki yüz kişi içinde tartışmaya layık bir kişi bile zor çıkar. Geri kalanı ise bırakın ne isterlerse onu konuşsunlar, çünkü ''budalalık insan hakkıdır''
Reklam
Geziyor tozuyorum. İhtiyacım olan şeyleri alıyorum. Sevdiğim adam sürprizler yapıyor,çiçekler alıyor. Beraber çok keyifli vakit geçirip; çok lezzetli yemekler yiyoruz. Çok değerli dostlarım var. Ama bunları insanlara sunmuyorum, yoruyor. Sade yaşam inanılmaz güzel ve bereketli. Deneyin.
Boş zaman, tam da Aristo'nun dediği gibi, cahillerin can sıkıntısıdır. Sıradan insanlar sadece zamanı geçirmeyi düşünürler; herhangi bir yeteneği olan kimse ise ondan yararlanmayı düşünür. Sınırlı kafaların, can sıkıntısına çok maruz kalıyor olmalarının nedeni, onların zihninin, istençlerinin konularının ortamı olmaktan daha fazla bir şey olmamasıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğa, kendi zamanında, tuhaf adamlar yarattı: Kimileri sürekli gözlerinin önüne bakan Ve gayda çalan birine papağanlar gibi gülen; Ve kimileri ekşi suratlı, Gülümseyip de göstermezler ki dişlerini, Şakanın gülmeye değer olduğuna Yemin bile etse bilge kişi.
Ya niye insan ilerlerken kendini başkasıyla kıyaslar ki? Bu soru sözde soru, sebebe hâsıl nedir, biliyoruz elbette. Akıl erdiremeyiş bu. İlerlerken kendinden öte gitmeye çalış. Ahmet ne yapmış, Mehmet ne başarı elde etmiş sana ne? Senin hedefine giden yol bak bakalım Ahmet'in, Mehmet'in yolundan mı geçiyor. Onların vardığı noktaya ulaşmak için o yollardan geçerken kendi yolunu uzatır; hedefine uzaklaşır insan. O yüzden bence hedefine odaklanıp uzun mesafeyi kısa zamanda kat edenler hırslı değil azimli hedefi kendi olanlardır.
Reklam
Bakın sevgili okur arkağşlarım. Bugün burada Psikoloji başlığı varsa inanın bu benim büyük gayret ve çabalarım, hunharca 1K'ya atmış olduğum mesajların neticesidir. Nedir abi bu ezük gibi Psikoloji başlığını bulamayıp acaba nede paylaşsam diye düşündürmeleriniz dedim. Yeter dedim. Kapağınızı denk alın, bükerin Rıdvan dedim. Seçim konuşması minvalinde saçmalardan seçmelerim bitti, saygılar.
Bugünlerde maske takıp dolaşanların sayısı o kadar çoğaldı ki.
Tükürün.
"𝐊𝐢𝐭𝐭𝐲 𝐆𝐞𝐧𝐨𝐯𝐞𝐬𝐞 𝐬𝐞𝐧𝐝𝐫𝐨𝐦𝐮" var duydunuz mu hiç? Hatta bu sendroma yakalananlar kim biliyor musunuz? Biziz. Zamanın birinde Kitty bir saldırgan erkek tarafından defaatle bıçaklanarak öldürülüyor ve yerde sürünerek kurtulmaya çalışırken mahalleli izliyor. Biri diyor vesaire polisi aramıştır, diğeri aman karışmayalım.. Kadın göz göre göre ölüyor. İşte o izleyenlere bir teşhis konması gerek, adı ne olsun ne olsun, Kitty Genovese sendromu olsun. Yani can çekişirken sessiz kalınan kadının adını alsın. Ne traji değil mi... Bunun daha trajisi var onu da anlatayım. Bu olay olalı 40 yıl civarı oluyor, öncesi ve sonrasında çokça hayvan cinayetleri, tecavüzleri; kadın cinayet ve tecavüzleri oluyor. Bunlara ahlâkî ve insanî boyutta çare bulamazken bilim ilerliyor! Teknoloji ilerliyor! Yaşasın uygarlık ilerliyor! Uygarlığımızdaki bütün güç tanımları maskülen, ne bekliyoruz ki değil mi.. Kitty de ölür, adı değişir o Ayşe olur Fatma olur ya da yolda avel avel yürüyen bir hayvan olur. Biz yazar geçeriz, siz okur geçersiniz. Nolcak. Yargıya tükürürken depar atıp bir de bu sığ tanımlara, devrik ilerleyişteki devrimlere de tükürün.
2020 sanki, Platon'un Menon diyaloğundaki, her soruda köşeye sıkıştırılan kölesi gibi geçti. - Boğuluyoruğ.
Reklam
Genelde şöyle oluyor; Bir insanı, gösterdiği kadar tanıyıp önce çok hayran oluyorsam, tanıdıktan; içine girdikten sonra aslında hiç öyle olmadığını bu düşüncelerin sadece kendi sanrılarım olduğunu anlıyorum.
« Bu aramızdakinin ne olduğunu bilmiyorum» dedi, aralarında ilk andan beri yanan karanlık ateşin varlığını itiraf ederek; «ancak akıl sağlığım için senden çok ama çok uzak durmam gerektiğini biliyorum.»
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar
8.3/10 · 41,7bin okunma
338 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.