Halkımız içinde bir zümre var ki yalnız bilmediğini bilmez; bundan başka her şeyi bildiği iddiasındadır. Doktor değildir; ama sürekli doktorları küçümser; önüne gelene ilaç tavsiye eder. Düzgün bir eş seçmeyip berbat bir evlilik ile hem içi, hem de dışı çirkin bir hâl almıştır. Ama yine de her gence evliliğe dair fikirler verir, usuller gösterir. Çuval dolusu para ödeyip yaptırdığı ev, bir ahıra benzer. Ama Mimar Sinan'ı beğenmez.. Etrafımızda böyle çok numune vardır.
"Niçin kahve içeriz? Hiç düşündün mü, Nuri Usta? Tadı için desen değil. Tadı için kahve içeceğine limonata iç. Kokusu için mi? O da değil. Turunç şerbetinin yanında bu bulaşık suyunun kokusu nedir ki? Sinirleri tembih edermiş. Laf! Rakı ne güne duruyor? Hazımmış. Palavra. Yemeklerden sonra elma ye! Öyleyse niçin şu meredi içeriz? Alışkanlık denen nesneyi bilir misin, Nuri Usta?Bilir misin ki insanoğlunun hem en büyük kuvveti hem en büyük kepazeliği bu alışkanlık denen nesnedir!"
Kendimizi kandırarak nihai bilgiye sahip olduğumuza inandığımızda, bilmediğimiz gerçeğin yerini sahte bir bilmişlikle yaptığımız tahminler alıyor. Bilmediğimizi kabul ettiğimizde ise, bazı şeyleri bildiğimize dair içimizdeki körü körüne inanca sarıldığımızdakinden çok daha fazlasını biliyoruz aslında.
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
Bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
Tütmesi gereken ocak nerde?
_
Bir binanın camlarının çoğu kırıksa insanlar diğer camları kırmaktan çekinmez ve bunu suç olarak görmezler. Eğer insanlara kırıklarınızı gösterirseniz, acılarınıza taş atmaktan ve sizi daha fazla kırmaktan asla çekinmezler.
“Her şey koca bir rezilliğin etrafında dönüp duruyor. Hepsi de memnun, böyle olması gerektiğinden eminler, ölene kadar bu şekilde devam etmeye razılar.
Ama ben edemem.”
İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de;
Bir ibret aranmaz mı ayetlerde ?
Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına
Ya açar bakarız Nazm-ı Celîl'in yaprağına
İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin,
Ne teze mezara okunmak, ne fal bakmak için