Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevil

Sevil
@Sevilsevilsevil
Sıkı Okur
“Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana…”
O günden bugüne ne de çok şey değişmişti eve dair. Yuvaydı o evler, evimiz denirdi, bizim evimiz. Anneler o evin tapusu senin adına olacak, benim adıma olacak diye tartışmazlardı. Benim evim denmezdi, bizim evimiz denirdi. O evler ekonomik bir değer taşımazlardı çünkü paha biçilmez bir değerleri vardı. O evlerin ne kadar lüks olup olmadıkları hiç konuşulmazdı ne de metrekaresi . Çok kilitli çelik kapıları yoktu, hatta çoğunun kilidi bile yoktu, hırsız da yoktu ,hırsızlık da ama kapıları herkese açıktı.
Reklam
Bayıldım...
“ İnsanın bazen geçmez dediği, bitmez dediği, dar ve kötü günleri olur; hastalık, ayrılık, kaza, zarar, ziyan, haksızlık ve zulme uğrama… Hani denilir ya: “Düştüğü günler” işte. İnsanın doğasında var olur da… böyle bir duruma düşerseniz melullenmeyin düşkünlük gün günleri sandığınız bugünler, aslında temizlik ve arınma günleridir. İyi günlerinizde sizi çevreleyen insanlardan bir çoğu, o dar günlerde aniden yok olurlar, yiterler, arasanız da bulamazsınız. Gün gelir fırtına diner, tufan geçer, dertler biter ve ortaya çıkarlar hemen. Hele bir de size işleri düşmüşse yine. Hem de kırgınlıklarını bildirerek,” ne aradığın var ne sordugun” diyerek. Çevrenizde sizinle birlikte birkaç kadin dost kalır tufanda, onlar hep sizinledirler iyi günde, kötü günde elinin üstünde onlar kalmıştır altın gibi parıldar, dururlar. Toz, toprak, çamur akıp gitmiştir, cevher arınmıştır yüklerinden. bilki o cevher gibisin pürü pak, kirlerinden arınmış bir çamaşır gibi tertemiz.Melullenme, bükme öyle boynunu, üzülme. Arınma günleridir bugünler, saf ve temiz. Sonra gönderdiğin güvercin gelir konar omzuna ve” tufan sona erdi” der.
Ulus, tarihin ancak devletlerin yıkılma ve çökme gibi kargaşalarında kaydettiği çok önemli ve tehlikeli anları yaşıyordu. Böyle anlarda, şansını ve kaderini kendi eline almakta aymazlık gösteren ulusların gelecekleri karanlık ve felaketlerle doludur. Türk ulusu bu gerçeği anlamaya başlamıştı . Bu anlayışının sonucu olarak, kurtuluş ümidi veren her içten işarete koşmaktaydı. Ancak bir toplumun uzun yüzyılların uyuşturucu yönetim ve eğitiminin etkisinden bir günde, bir yılda kurtulup özgür kalabilecegini düşünmek ve kabul etmek doğru değildir. Bu sebeple durumu ve gerçeği bilenler , ellerinden geldiği kadar bağlı bulundukları ulusu aydınlatıp yol göstererek, ona, kurtuluş hedefine yürümekte önderlik etmeyi en büyük insanlık görevi bilmelidirler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu, Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an akıllarından çıkarmamalıdırlar.
Efendiler, Mister George Milne’in doğrudan doğruya Osmanlı Devleti’nin savunma bakanına emir ve talimat vermektedir. Bu durum, ne ulusal örgüte karşı onur sorunları çıkaran savunma bakanının ve ne de Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığını güvence altına almak sorumlulugunu üstlenmiş olan hükümetin onurunu incitiyor. Bu durumun, kendilerinin onurunu ve devletin bağımsızlığınını çoktan zedelemiş olduğunu fark etmek istemiyorlar. Hiç olmazsa protesto etmiyorlar. Hiç olmazsa,” bağımsızlığımıza darbe vuran bu saldırı ve tecavüze aracı olamayız” diye haykırmaya cesaret edemiyorlar… cesaret edemiyorlar efendiler, çünkü korkuyorlar.
Reklam
Siz bir din adamı olarak siyaset oyunlarında, hele Boğazlaşma ile sonuçlanacak işlerde rol oynamak sevdasına kapılmamalıydınız. Mustafa Kemal
Mektup;
Seçimleri geciktirmek ve askıya almak için, emriniz çerçevesinde görüştüm. Bol para dağıtarak oyları bölmeye uğraşacaklardır. Sait Molla
Bizim padişahların her şeye karşı zayıf olduklarını unutmayınız. Sait Molla
“Devletin iç işleri ve siyasi çalışmaları kesinlikle ortaklık kabul etmez.”
Ve birini sevmek, insanaı umutsuzluktan kurtaran bir şeydi.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Aşık olduğuna nasıl bu kadar emin olabildiğini sordum. “ Çünkü beni uçuruyor, ayaklarimi yerden kesiyor, yakınımdayken o kadar heyecanlanıyorum ki ellerim titremeye başlıyor ve onu öpmek istiyorum,” dedi başını eğerek.
Sayfa 183Kitabı okudu
Onu görür görmez kendimi kendimi bu kadar iyi hissetmemin sebebinin ne olduğunu anladım.
Sayfa 182Kitabı okudu
O, içine girdiği labirenti dışarıdan göremiyordu; benim yaş yaşıma geldiğinde, geride bıraktığı her şeyi daha net gören insanın geri dönüp bir kez daha yaşamak istemesi de bu yüzdendir ya zaten.
Sayfa 151Kitabı okudu
Sen duygularını böyle cömertçe harcadıkça ben benimkileri kendime saklayabiliyorum. Onun için biraz daha üzülürsen, kalbim bir tüy kadar hafifleyecek.
Sayfa 284Kitabı okudu
Halinden şikayet etmeyenlere hiçbir zaman acımazlar.
Sayfa 148Kitabı okudu
1.297 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.