Burada şunu da belirteyim ki, bendeniz ne Fransızların ve ne de herhangi bir yabancı devletin sahip çıkmasına tenezzül eden kişilerden değilim. Benim için en büyük korunma yeri ve yardım kaynağı ulusumun bağrıdır.
Yazarı binlerce insan methediyor. Benim ilk okumam. Kitapta hayata dair anekdotlar var. Güzel öğütler, bakış açısı, alınan dersler… Benim hayalimdeki bir hayat yaşıyor adam sonunda. Dram çok yoğun. Ama bir o kadar da güzellik var. Sevdim. Özellikle yeni başlayan okurlar alabilir. Akıcı bir kitap.
Sonsuza KadarSusanna Tamaro · Can Yayınları · 2017371 okunma
Acaba yalnızlık duyarlılığı derinleştiriyor mu diye ya da insan duyarlılığı derinleştiği için mi yalnızlığı seçiyor diye düşündüğüm çok oldu.
Buna asla yanıt veremedim.
İnsanoğlunun evini terk ettiği anda yerini hızla batan, yaralayan, öldüren şeylerin aldığını anladım.
Çalı, ısırgan, yılan.
Harabeler neden çuhaçiçekleriyle, hanımelileriyle kaplanmaz ki? Neden yılanların yerine tavşanlar yuva kurmaz ki?
Sen benim yılan oynatıcımdın; kavalını çalıyordun, ben sepetten çıkıyordum. Senin ezgin olmayınca, benim düşüncelerim bir sürüngeninki kadar sınırlı oluyordu.
"Bütün erkekler can sıkıcıdır!" diye söyleniyordun "Bu Adem'den beri böyledir. Üstelik yaşlandıkça daha da sıkıcı olurlar."
"O halde ne olacak?"
"Ben senin can sıkıcı olmana asla izin vermeyeceğim."
Hepimiz, varoluşumuza izin veren bir tanıma sahibiz ve bu tanım öyle bir sal ki, onun sayesinde fırtınalı günlerin çalkantısına dayanabiliyor, onun sayesinde delirmeden nehrin sonuna kadar varabiliyoruz.
"Tanrı yeryüzüne onu besleyen soluğunu verdi. Onun nefesi her şeye hayat verir. Olur da o nefesini tutarsa her şey yok olur. Bu soluk sende, senin sesinde de titreşiyor. Ve senin soluduğun, Tanrı'nın soluğudur ve sen bunu bilmiyorsun."