Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülce

19.yy haklı mı ?
Evlenmekten sonra bir kızın en çok hoşuna giden şeylerden biri ara sıra aşk acısı çekmektir.
Reklam
Hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte nasıl var olduğumuz ya da olmadığımız. Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boğun eğme, biraz baş kaldırı ve ardından iyi geceler.
İnsanın iç dünyasındaki kargaşa, her zaman, dış dünyanın kargaşasından daha ürkütücüdür. Ancak, ortak değerlerin yitirilmesi ile birlikte yönünü bulmakta zorlanan insan sayısı arttıkça iç dünyalarda yaşanan kargaşanın dindirilmesi yeterli olmadığı durumlarda yaşanabiliyor.
Sayfa 166Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar çoğu zaman mutluluk ile haz birbirine karıştırıp, kendilerine haz veren yaşantıları mutluluk diye adlandırıyorlar. Çünkü bana göre mutluluk bir durum değil, süreç; dış etkenlere doğrudan bağımlı olmayan, iç dünyamızın derinliklerinden gelen ve zaman zaman buluşabildiğimiz bir yaşantı.
Trafik ışığı kırmızıya dönüşmeden önce yetişebilmek için seferberlik durumuna geçtiğinizde ya da asansörün gelmesini bekleyemeden merdivene yöneldiğiniz de kazandığınız saniyelerin neden sizden daha değerli olduğu sorusunu hiç kendinize sordunuz mu?
Reklam
Ortak değerlerin yerini, herkesin kendi normlarını ve değerlerini kendi bildiğince yaratma çabalarına alması, birbirimizi anlamamız ve birbirimize ulaşabilmemizi gitgide zorlaştırıyor. İnsanlar, birbirlerine kendi senaryoları doğrultusunda roller verip, karşılarındakinden bu rolleri gerçekleştirilmesini bekler oldular. Sonuç, düş kırıklıkları, kızgınlıklar ve kendimizden kaynaklandığını bir türlü kavrayamadığımız yalnızlık.  
“İnsan bu güneş sisteminin sınırsız ölüm denizinde yok olmaya mahkum olduğunu idrak edebilecek bir öngörüye artık sahip değil ve insan yapısı başarı tapınağının, bir gün kaçınılmaz olarak evrenin yıkıntıları altında kalacağını göremez halde. “
İnsan, içindeki ve dışındaki boşlukların arasında kalınca yok oluyor.
Kişiler için de mevsimler olmalı, mevsim dönümleri: güneşin indiği çıktığı, ışığın azaldığı çoğaldığı; yağmurların çok ya da az yağdığı; rüzgârların sert ya da yumuşak estiği zaman dilimleri ‘inişler, çıkışlar’
Öyleyse önemli olan bir yerde bulunmak değil, bulunduğu yerin bilincinde olmaktır; aynı şekilde, yolda olmak değil, yürüdüğü yolun bilincinde olmak… Yerde, yönde, yolda,bilinçtir. 
Reklam
Yerleşiklikten rahatsız olan kişinin gezginlikte aradığı, aslında, yerleşebileceği bir yerdir: Düzenini bozarak gezginliğe çıkan kişi, kendi düzeninin peşine düşmüştür.
Her günümüz,bazı günlerimizin devamı, Bazı günlerimizin gelişmesi Bazı günlerimizin duraksaması Bazı günlerimizin de sonudur-oysa,her günümüz, olanak (ve olasılık) olarak, mutlak son günümüzdür zaten…
Her şeyi, hep, geciktiririz sonra, düşünmüş ama yapmamış olduğumuz bir sürü şeyin yükü, birden, aniden, tek bir günde, gelir, yüklenir omuzlarımıza.
Mirasçılarıyızdır hep -kimlerin, ve nelerin-olduklarımızın, olamadıklarımızın, olmak isteyipte olabildiklerimizin, ve olamadıklarımızın, olmak istemeyip de olmadıklarımızın, ve olmak zorunda kaldıklarımızın,ve olmamak zorunda kaldıklarımızın -ama, hep, olduklarımızın…
14 Şubat 1961’de Afrikalı bir direnişçi olan Partice Lumumba’nın katledilişi üzerine her renkten ama daha çokta Afrikalı öğrencilerin Belçika Büyükelçiliği önünde gerçekleştirdiği protesto gösterisine katılan Ali Şeriati, giderek artan kalabalığı izlerken ‘Bir milletin ortak bir sancı duyan bütün insanların toplamı olduğunun’ o gün farkına vardığını yazmıştı. 
479 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.