Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilan...

Dilan...
@Skeptikagnostik
Solipsist - İlerlemeci - Egzistansiyalist - İndividüalist A. (Bireyci Anarşizm) "Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir." Max Stirner "Benim soyum benim; ben, normsuz, yasasız ve örneksizim." Max Stirner
284 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Reklam
Oluşmamış, yaratılmamış, maddi, nesnelerin özü, Descartes, varlık, fizik
Tanrı, varlığın üstündedir ve onun yaptığı şey, var olmaktan daha üstündür. Bu betimlenemez ve anlaşılamaz yüce ve görkemli iyiliğe verebileceğimiz isim "Hiçbir şey"dir.
Genel şema dışında mekanik bir kavrayışla irdelenmeli
Kader; zamana ve mekâna yayılmış nesnelerin devinimini kontrol eden güçtür ve kaderin karmaşık ayarlamaları, takdirin basitliğini aşan bir yapıdadır. Kaderin işleyişiyle ilgili yalnızca ortada olan düzensizliği görebiliriz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İROKUA GENSi yapılanması
Bütün saflığı ve sadeliğiyle, soya dayalı bu gentilice örgütlenme; son derece güzel bir yapılanmadır. Askersiz, jandarmasız, polissiz... Soylular sınıfı yok. Ne kral ne hükümet, ne vali ne yargıç, hapissiz, davasız her şey düzenli bir biçimde gider. Bütün kavgalar, bütün çekişmeler, ilgili kimselerin topluluğu, gens ya da aşiret ya da kendi aralarında çeşitli gensler tarafından bir sonuca bağlanır
Fortunatae İnsulae'nin yönetici meziyetleri
...En eğitimli kişi; dil bilgisini ya da mantığı ve Aristoteles'i vb. bilen kişidir. Bilge olmaya kalkan biri, köleler gibi çalışmak ve ölümüne ezber yapmaktan kurtulamaz; böyle olunca da sadece kitaplardaki kuru sözcüklerden başka bir şey öğrenemeyeceği gibi, aklı da nesnelerin ölü göstergelerinden (simgelerinden) oluşan yararsız birikimlerle dolup durur. Bu nedenle de böyle birinin becerikli, yetenekli olması imkânsızdır. Böyle biri, ne Tanrı'nın evreni yöneten yasalarını ne doğanın ne de ulusların yöntem ve âdetlerini bilir.
Reklam
William Godwin, F.Ferrer, Ivan Illich ilk kez bu sisteme karşı çıktılar
Radikal eleştirinin belli başlı temaları; okulun politik, toplumsal ve ekonomik gücü etrafında toplanıyor. Ulusal bir hükümetin denetimi altındaki devlet okulu eğitiminin, uyguladığı eğitim sistemi aracılığıyla kaçınılmaz olarak, hükümetin buyruklarına körü körüne boyun eğecek, kişisel çıkarlarına ters düştüğünde ve akıl dışı olduğunda bile, hükümetin otoritesini destekleyecek ve "doğru ya da yanlış olsa da benim ülkem" türünden milliyetçi bir görüşü benimseyecek vatandaşlar üretmeye yönelik girişimlere yol açtığı, vurgulanan görüşlerden biriydi. Bir diğer radikal eleştiri konusu da; okul eğitimi sistemlerinin, uygulanan eğitim süreci boyunca, monoton, sıkıcı ve kişisel tatmin vermeyen işlerde çalışmayı kabul etmek üzere yetiştirilmiş işçiler üretmede kullanılmaları olmuştur. Bu işçiler, endüstriyel sistemin otoritesini kabul ederler ve sistemde herhangi bir köklü değişiklik arayışına girmezler.
İktidarın katı bir şifreleme ile bedeni nesneleştirmesi
...Asker, kendi kendini imal eden bir şey haline gelmiştir; şekli olmayan bir hamurdan, becerisi olmayan bir bedenden ihtiyaç duyulan bir makine yapılmıştır. Duruşlar yavaş yavaş dikleştirilmiş, hesaplı kitaplı bir zorlama, bedenin her bir parçasında dolaşarak ona egemen olmuş, bütüne boyun eğdirmiş, onu sürekli olarak kullanıma hazır hâle getirmiştir ve kendini alışkanlıkların otomatikleştirilmesi içinde sessizce sürdürmektedir.
İçkin, kararlı ve planlı (Spinoza)
"Doğa; bağrında hiç durmadan üreyen, tekrar tekrar üreyen gerçek dönüşümlerin toplamıdır.(...) Gerçekten mevcut her şeyin birbiri üzerinde hiç durmadan uyguladıkları bu özel etki ve tepki sonsuzluğunun; evrensel, doğal, zorunlu ve gerçek bileşimdir, ama asla önceden belirlenmiş değildir, önceden tasarlanmış, önceden görülmüş değildir."
İnfima Species'in indirgeyemediği o kuvvetli istenç
Her şey gibi cinsellik ya da cinsel arzu da bir bileşkedir. Etkilendiği düzenin, düzene koyduğu güçlerin özel bir düzenlemesinin bileşkesidir. Bu bileşkeyi normlara tabi kılmak, sonucun neden olduğu, doğa ve kültürün, iyilik ile kötülüğün hem çaresizce bağlı hem de karşıt olduğu, birincil, iyicil, ya da tehlikeli bir ilkeye rahatlıkla dönüştürebilmek için sapmalarını (örneğin sapkınlık adı altında) damgalamak; işte toplumsal düzenin büyük bir enerji ve ihtimamla görev bildiği şey budur. Anarşizm, var olanın bütününü yeniden oluşturma iddiasında olduğundan, aynı zamanda cinselliği oluşturan öğeleri de yeni düzenlemeler içerisinde yeniden oluşturmak ister.
Düzeni havaya uçurma fikrini içeren hem sembolik hem gerçek sonsuz anlam
Genellikle inanılanın tersine anarşi; zamanın sonuna itilmiş ütopik bir politik modele - yönetim yokluğu - indirgenemez. En küçümseyici sıradan anlamının haklı olarak hissettirdiği ve bilgiye dayalı kökeninin gösterdiği gibi, anarşi öncelikle her türlü ilk ilke, ilk neden ve ilk fikrin varlıkların (sonunda her zaman tanrıyla özdeşleşen) biricik bir köken karşısındaki her türlü bağımlılığın reddidir. Anarşi; köken olarak, hedef olarak ve araç olarak çokluğun, varlıkların sınırsız çeşitliliğinin ve hiyerarşisiz, tahakkümsüz, kökten özgür ve özerk güçlerin özgür birliğinden başka bağımlılığın olmadığı bir dünya yaratma kapasitesinin olumlanmasıdır.
Reklam
Res Cogitans...
Descartes'in düalist temel anlayışına göre insan, iki özün birleşiminden oluşur: Ruh ve beden. Ruh, bedenin etkilerinden kurtulabilir, zira kendi kendisine yeterli bir yapıdadır. Ben düşünerek varım, aslında ben, düşünme fiilinden oluşuyorum. Öbürüyle, yani bedenle ( bu beden beni duyusal algılara, arzulara ve tutkulara kenetler) birleşiğim ama bir değilim. Düşünürken, bedensiz olarak bir bütünüm aslında.
Ben'in öznel kesinliği ve Cogito ergo sum
Düşündüğüm zaman, hatta baskı altında düşünerek, yanıldığım zaman dahi, kendi varlığımdan eminim. Bu gerçeğe şüpheyle yaklaşamam artık. Beni yaratan kötü biri, beni her konuda yanıltsa dahi, varlığım konusunda beni aldatamaz. Var olduğumu, bütün o yanılgının içinde dahi bilirim.
O "dünyanın örgütlü ruhtan yapıldığına inanan bir idealisttir."
Blake'in metafiziği, en iyi biçimde bir çeşit panteistik idealizm olarak tanımlanabilir. Dış dünyayı evrensel yasaların yönettiği devinen madde olarak gösteren Newton'un rasyonalizmini, Bacon'un ampirizmini ve Locke'un sensualizmini reddeder. Onlar için dünya tartılan, ölçülen ve sınıflandırılan sınırlı bir nicelikten oluşmuştur. Blake, kendi zamanında egemen dünya görüşünü biçimlendiren bu mekanikçi felsefenin, algılayan aklı algılanan nesneden, gözlemciyi gözlenenden ayırmasının büyük hata olduğuna inanır.
Bütüncül değişim ve gelişim süreci
Diyalektik; metafiziğin tersine, gelişme sürecini, nicel değişmelerin nitel değişmelere yol açmadığı basit bir büyüme süreci gözüyle görmez. Gelişmeyi, önemsiz ve belirsiz nicel değişmelerden, açık, temel nitel değişmelere geçilen ve bu nitel değişmelerin yavaş yavaş değil de, bir sıçrayış biçiminde, bir durumdan ötekine, kesin ve hızlı olarak gerçekleştiği bir süreç olarak kabul eder. Buna göre nitel değişmeler; rastgele değil, görünmeyen ve yavaş yavaş oluşan nicel değişmelerin doğal sonuçları olarak ortaya çıkarlar.
Diyalektik Materyalizm ve Diyalektik idealizmin ayrık noktası
Marks ve Engels, Hegel diyalektiğinin idealist kabuğunu bir yana iterek; onun yalnızca rasyonel özünü almışlar ve daha da geliştirerek ona modern, bilimsel bir biçim vermişlerdir.
477 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.