Ağrılardan bir dağ geldi oturdu ömrümüze
Ama sen masal kuşlarını küstürme.
Onlar getirecek güneşi karanlık göğümüze,
Tükenme..
Su durur, ay unutur
Bakışsız kalır deniz.
Mavisi solar, mehtapsız kalır aşıklar tükenme.
Çarpa çarpa kırar boynunu serçeler, göğsümün kafesinde.
Ritmini yitirir solumdaki kan gülü
Kurur orada, öylece.
Kara çocuk,
Aç gözlerini!
Kıyamet kıyam olsun!
Ölmek dediğin dirilmeye eş değil mi?
Kıyam uyanmaksa son dediğin o fazladan iki harf mi yani?!
Ah o iki harf!
Ah o yaramaz küçüldükce büyüyen et!
Ruhum Yaradanınsa sen al etimi, etine şifa et!
Yeter ki uyan bu kan uykulardan..
Uyan ki Yaradana şahitlik et!
Sevmedim bu denizi, tuzu...
Derimi kavurdu geçti.
Sevmedim bu karanlığı ...
Gözümün ferini aldı gitti.
Sevmedim ben gitmeleri sende.
Sevmedim kaybetmeyi ben, sevmedim bu vedayı.
Canımdan öte can yaniı başımdayken, aç gözlerini ziyadır göreceğin.
Kamaştırır ama geçer.
Kısacık bir bebek çığlığıdır şimdi hayat.
Ee kolaymı başlamanın yükü bu ufacık omuza konmuş heyhat!
O omuz ben olurum istersen,
İstersen yaren, istersen yoldaş.
Bak ettik mi sana iki başlı dev.
Şimdi bir omuzu iki baş.
Gölgesi serin, kökleri derinmi derin bir ağac oluğunun,
O günlerin hatrına beraber gidelim.
Küçücük elimin avucunda kaybolduğu uykumun olmadığı o zamana...
Kendimle kendim arasına gidip gelen yeni bir yol açtım.
Günler niçin uzadığını ne için kıvrıldığını bilmediğim sarmaşık gibi dolanıp durdu boynuma.
Dünya bensiz de dünyaydı darılmadım.
Sadece kitap okurken kurtuluyorum paslanmış kalplerden, bana yayılan o kasvetli havadan. Sadece kitap okurken boş veriyorum en dayanamam sandığım sıkıntıları.
Ve sadece kitap okurken unutuyorum aklımdaki binlerce soru işaretlerini. Bambaşka bakıyorum, düşünüyorum. Harflerin bir araya gelerek nasıl böyle huzur verdiğine inanamıyorum. İyiki kitaplar var ,İyiki o mis gibi kokuları var. 🥰