'Yolun açık olsun…
Ben bunu ilk kez yürekten söyledim.
Ve ben bunu ilk kez böyle yürekten söyleyince;
“yolun açık olsun”
Bir dua niteliği kazandı.
Kalbim barıştı seninle böylece
Herkes ettiğini bulur;
ben de, sen de…
Feride: babam öyle gözler armağan etmiş ki bana.
Söz gelimi sen ''aa kuşlar geçiyor'' deyip alacaksın şekerimi elimden.
Ben bakarım tereddütsüz ve o kuşları görürüm olmadığını ikimizde bilsekte.
Ben bir sürü kuşlar kurarım.
Ben ne zaman bir yola çıksam, bulutlar güneşimi kesti hep. Nasipsiz miyim şu hayatta, neyim anlamadım ki. Bir şey istiyorsun, umut ediyorsun, emek veriyorsun, seviyorsun, sadece seviyorsun, 'şimdi tamamım, şimdi her şey tastamam' diyorsun yine önüne bir şey çıkıyor. Tam doğruluyorsun yine birşey belini büküyor. Ama vardır herşeyin bir sebebi, vardır mutlaka bir hayrı diyorsun ama yok. Anlayacağın şu hayatta umut etmekten başka hiçbir meziyetim yok benim. Haa birde inanmak...
Eğer bana evet dersen baştan aşağıya mutluluk olurum
Bırakırım şairliği, şairlik zaten mutsuz adam işi,
senden âla şiir mi var senin yüzünden âla!
Eğer bana evet dersen duvar ustası olur evimizin duvarını yaparım
Hanımeli yetiştirim en bi sevdiğinden.
Eğer bana evet dersen yeni yeni icatlar çıkarırım.
Çatıda kuş yuvaları yaparım,
ama sen beslersen.
Eğer bana evet dersen baba olurum baba olur eve ekmek getiririm.
Feridem! Can şenliğim!
Evet diyecek misin bana!