Depresif, karanlık, içsel ve eleştirel bir kitap. Yazar ana karakterinin doğumundan yetişkinliğine kadar, kendi ve toplum ile yaşadığı bunalımları, ikilemleri ve adaptasyon sorunlarını içses ile aktarıyor. Bu konuda biraz biraz yeraltı edebiyatına göz kırpan bir yapısı da var kitabın. Soyut, somut istisnasız her konuyu ve özellikle toplum içinde birey/birey içinde toplum çıkarımları ile aktarması güzel yanlarından biriydi. Ancak asıl rahatsız edici unsur; sürekli olarak her çıkmazda intihar temasını (ki yazarın hayatını araştırdığınızda bir sürpriz olmuyor bu) öne çıkarması, depresif ve negatif bir bünyenin kaçınılmazı gibi sunulmasıydı. Söz konusu bilinen durumu ile ilgili olarak çözüm noktasında mizahi dışavurumunun sadece sosyopat kişiliğine +1 eklemekten öteye gitmeyeceğini biliyor olması, ruh halinin bir o kadar mazoşist gerçekliğini kabullenmeyişi oluyor. "İnsanlığımı da işte böyle yitirdim ey ahali" demiş...