İlk hatayı burada işledi, çünkü halktan hiç kimse işini hafife almaz. Yani ki senelerce aynı işi yapan biri, diğer işlerle kendi işini göreli bir ölçmeye götüremediğinden işini işlerin en iyisi zanneder.
Bütün huzursuzluklar şehirlerin geniş dünyasına açılıyordu. Hayatını değiştirmesi gerekliyse, önce değerler sistemini değiştirmeli idi. Şehirlerin her yeniliği yeni bir istemeye yol açıyor, tatminsizler gerisi de bildiğiniz gibi…
Tekel odacılarından Müslüm Sefil’in onbeş yıllık karısı Pembe Hanım mesela. Ömründe ne pastahaneye gitmiş, ne de randevuya geç kalmıştır. Bütün işi çoluk çocuk, bulaşık. Küçük bir istek fişi var. Doldurdu mu, tamam. Onu ne diye küçümsüyorsun yahut ona ne diye acıyorsun? Bu bulaşıktan şikayet eden kadınların doksandokuzu hayatında üç beş defa bulaşık yıkamamışlardır. Öbürlerinin adına konuşmayı nereden çıkarıyorsunuz? İçine asla giremediğiniz huzur dolu evlerin, çivit kokulu çamaşırların, türkülü bir yemek pişiremediğiniz için onlara duyduğunuz bu sahte merhamet neden? Bu mu sizi yüceltecek? Onlar bal gibi huzurlu. Basit olarak nitelenen halk, sınırlı küçük dünyaları içinde huzurlu. Huzursuz olanlar “Faize Sevim’in” son defilesini kaçıranlarla, bütün eczanelerde sabahtan akşama kadar “salatalık kremi” arayanlar.
Bir istakozu birer santimetrelik parçalara bölerek yutmak, yahut da bilmem kimin nonfigüratif desenlerinden çarpık çarpık neticeler çıkarmakla, aheste aheste tütün sarmak arasında ne açıdan basitlik-yücelik ayrımı vardı.
Gönlüm bu kapalı göklerin karlı yalnızlığında, eski Selçuk tekkelerinden kalmış küçük, ama sanat imanı ile dinin yüce coşkunluğunu birleştirmiş, sessiz, ak sakal bir dervişin beklediği şipşirin bir mescit arıyordu…
Dünya değişiyor dostlarım. Memlekette her gün dev dev binalar boy atıyor. Memurlar terfi ediyor, şefler müdür, müdürler umummüdür oluyorlar. Dönel koltukların, makam arabalarının sayısı artıyor. İlerliyoruz şaka maka.
Bizim memleket bir tarihte korkunç bir zelzele geçirdi. Bunun üzerine bir on sene kadar ibadetlerine sıkı sıkıya sarılan halk, elbirliği ile derme çatma da olsa büyücek bir cami yaptılar.