Çepurnıy Karl Marx’ın kitabını eline almış, sık harflerle dolu sayfalara saygıyla dokunmuştu teker teker:”Yazmış da yazmış adamcağız,” demişti acıyarak, “biz ise her şeyi yapıp bitirdikten sonra okuduk - hiç yazmasaymış keşke!”
Kelimeler de hisler gibi tasarruf etmeyi gerektir.Yani onları da gece gündüz durmaksızın şarıl şarıl akmakta olan su gibi görüp derleyip toplamadan,zihin süzgecinden geçirmeden,düşüncesizce sağda solda sarf edersen söylediklerinin hiç kıymeti kalmaz.Sözü değersiz olanın özü de değersizdir.Bu,insanlık tarihinin ilk dönemlerinde ispatlanmış bir gerçektir.
Balık yaşamla ölüm arasında durur,o yüzden hem dilsizdir,hem de bakışı ifadesizdir; bir danayı al misal,o bile düşünür, ama balık düşünmez - o her şeyi zaten bilir.
…Kendimi kötü ve boş hissediyorum.Büyükbaba dedi ki neler hissettiğimi biliyormuş,çünkü kendisi de aynı şeyleri hissediyormuş.Büyükbaba,sevip de kaybettiğin her şey sana bu duyguyu verir,deyip ekledi:”Bundan kurtulmanın tek yolu hiçbir şeyi sevmemektir ki bu daha da kötüdür çünkü o zaman sürekli boşluk hissedersin.”Büyükbaba dedi ki “Diyelim ki Yaşlı Ringer sadık değildi;o zaman onunla gurur duymazdık.Bu kötü bir duygu olurdu.”Ki bu doğruydu.Büyükbaba dedi ki yaşlandığım zaman Yaşlı Ringer’ı hatırlayacak ve bundan hoşlanacakmışım.Bunun komik olduğunu söyledi ama yaşlandığın ve sevdiklerini hatırladığın zaman yalnızca iyiyi hatırlarsın.Kötüyü hatırlamazsın hiçbir zaman ki bu da kötünün
hiçbir şeye değmediğini kanıtlar.