Necip Fazıl; büyük mustarib, fikir ve aksiyon dehası, ilim ve hikmet adamı, ihtilâl ve inkılâb sanatçısı. İslâm tasavvufu kanatları altında Batı tefekkürünü hesaba çeken ve büyük İslâm Rönesansının kapısı Büyük Doğu Fikrinin Mimarı. Salih Mirzabeyoğlu’nun deyişiyle “İdeali aramayla toprağa bağlanma arasındaki bir berzahta kıvranan insanoğlunun ‘"oluş" ıstırabını, İslâm’ın hakikatine nisbetle heykelleştiren adam!..”
- "Bir şeyi yaşamaya başlıyor, sonra sıkılıp başka bir şeye başlıyoruz!
Sonra başka bir şeye, başka bir şeye, başka bir şeye…
Yaşamıyor olmak için daha fazla ne yapılabilir?.."
- "Ben bir Müslümanım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslâm dâvâsının bir neferi olarak telakki ediyorum ve son günlerime kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı...
- "Yazının değiştirilmesinin yanı sıra, Osmanlı Türküne mahsûs dine, siyâsete, kılık ile kıyâfete, ev ile aile hayatına ilişkin tekmil kurallar, örfler, alışkanlıklar, biçimler, tavır ile tutumlar küpeşteden denize atılmışlardır..."
- "Naziler kitap yakmışlardı. Komünistler aynı barbarlığı hâlâ yapıyorlar; üstelik daha yaygın, daha sistemli bir şekilde. Ama inan olsun, öz Türkçeci denilen ırkçılık sahtekârları onlara taş çıkartıyor..."
- "Olayların kuşatması altındaysanız, bir yoğun hüzün yağmaktaysa üstünüze, aczden başka sermayeniz kalmamış gibiyse, dualar, yüreğinizin semtine uğramadan çıkıyorsa ağzınızdan, kendi sesiniz bile yabancı düşüyorsa kulaklarınıza, şiir okumalısınız..."
- "Biz, bâtıla inananlardan ziyade, hiçbir şeye inanmayanlardan tiksiniriz! Hiçbir şeye inanmayan ve boyuna inkâr etmekten başka işi olmayan gübre insandan, çıksa çıksa tezek çıkar..."