Nebula, Locus ve Dünya Fantezi ödülüne aday gösterilen ve Los Angeles Times Ray Bradbury ödülünün kazananı bir kitap ile buradayım. Goodreads'te Kral Arthur efsanesinin bir benzeri olduğu yazıyordu. Merak edip hemen okumaya başladım. Kitapta Peretur adlı bir kız annesi ile mağarada yaşıyor. Sonra mağarasından çıkıp dünyayı keşfetmeye karar veriyor. Bu keşfin onun kaderi olduğu inanıyor. Çok çok ağır ilerdi kitap ama genel olarak çok güzeldi.
Şans eseri gördüğüm bu kitabın kapağından etkilendim. Bu tarz kapaklar beni kendine çekiyor. Hemen okumaya başladım . Kısa bir kitap olduğu için fazla zorlanmadan okudum. Kitaptan bahsedecek olursak; Marigold mürebbiye olarak zengin bir adamın evine gidiyor. Mürebbiye olmasının sebebi bu Marigold babasını öldürdü. Bu yüzden de ona bir lanet bulaştı. Amacı bu laneti bozmak için bir aile bulmak. Evin sahibi çok zengin olan Barrett'in eşi çocuğunu doğururken öldü. Barrett eşi Harriat'ın yasını tutarken yeni mürebbiye Marigold'a gelir gelmez cinsel bir arzu duyuyor. Eşine olan saygısından ve verdiği sözden dolayı Marigold'a mesafeli olmaya çalışıyor. Tabi ki olamıyor ama. Neyse bu Marigold'un bir de Marybeth adı bir ikizi var. Bu kız da lanetli ve bir aynada yaşıyor. Marigold bir yandan da onu kurtarmaya çalışıyor. Kitap meşhur Kanlı Mary isminden yola çıkılarak yazılmış gotik bir kitap. Benim hoşuma gitti valla. Türkçe çevirisi olsa kütüphaneme eklerdim.
Ve sonunda seri bitti ama bende bittim. İlk iki kitap (özellikle ikinci kitap) su gibi aktı gitti. Heyecan çok daha fazlaydı. Olaylar karışık değildi ve insanı içine çekiyordu ama son kitap için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çünkü yazar çok fazla uzattı gibime geldi. Evet kurgusu çok iyi, harika bir hayal gücü ile yazılmış ama çok uzatmış. Daha kısa tutulabilirdi. Yine de beğendim kitabı. Türkçeye çevrilse okuyucu kitlesi oldukça fazla olur. Klişe diyenler elbette olacaktır ama her kitaba birilerinin yorumu var zaten. Bence bu seri olmuş:)
NightbloodElly Blake · Little, Brown Books For Young Readers · 20181 okunma
Frostblood'un devam kitabı ile buradayım. İlk kitap Ruby'nin kralı ve tahtını yok etmele bitmişti. Arcus yeni kral olmuş ve ilk kez bir ateşkan sarayda misafir ediliyordu. Halk huzursuzdu. Ezeli düşmanları kraliçe olma ihtimali vardı.
Ruby, ilk defa kendi soyundan birini buldu ve o kişi ona kendi anavatanı Sudesia'ya gelmesini teklif etti. Ruby ise buz kralı Arcus'un istediği huzuru yaratmasına yardım etmek için bu teklifi kabul ediyor. Kendi benliğini bulma yolunda çok önemli bir adım bu.
Bir yandan da Minax adı verilen bir düşman var. bu krallıkları etkisi altına alıyor ve her cinayette daha da güçleniyor. Sarayın dışında köylerde artan sebepsiz cinayetler Minax'ın güçlendiğinin belirtisi. Ruby artık Minax'ı durdurmak zorunda ve bunun tek yolu Sudesia'den geçiyor. O yüzden Kai adlı bir ateşkan ile birlikte oraya doğru yola çıkıyor. Arcus gitme dese de Ruby bu savaşı bitirecek anahtarın Sudesia'de olduğunu tüm kalbi ile inanıyor.
Bu kitap ilk kitaba göre daha heyecanlı geçti. Daha fazla kaos vardı ve son kitapta daha fazla kaos olacağına inanıyorum. Çünkü artık olaylar içinden çıkılmaz bir hal aldı. Büyük bir savaş hazırlığı var. Ortaya çıkan sırlar da olayın çözülmesine hiç yardımcı olmuyor. Sonunu merak ettiğim bir seri oldu.
FirebloodElly Blake · Little, Brown Books For Young Readers · 01 okunma