Bu kitabı elime aldığımda beni bu kadar huzursuz edeceğini düşünmemiştim..İnsanların karanlık yüzleriyle tekrar tanışmama vesile oldu. Din adı altında ,ırk adı altında yapılan zulümlerin , vahşice işlenen cinayetlerin , kadınların Ortadoğu coğrafyasında yaşadığı zorlukların harmanlandığı bir kitap. Din ,dil ,ırk ,renk ,kültür hiçbir şey insan olmaktan öteye geçmemeli dedirtiyor insana her defasında...İnsan ya iyidir ya da kötü..Savaş,katliam , tecavüz,pazarda mal gibi satılma ,esir düşme Ortadoğu kadınlarının kaderi gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.. Kader değil bu bir insanlık suçu sadece...Örgütlerin sırf kendileriyle aynı dine inanmıyor diye tüm bunları kendilerinde hak görüp kadınlara yaptıkları acımasızlıklar akıl alır gibi değil ...insan empati yapmaya kendini o kadınların yerine koymaya bile korkuyor..Dünya o kadar kötü bir yer haline geldi ki insan mutlu olmaya huzur içinde olmaya çekiniyor artık ,yazar her mısrada bunu hissettiriyor..Bu insanlar acının içinden geçmişler..Livaneli'nin de dediği gibi iyiliğin ve kötülüğün ötesinde bir yerdeler artık...Coğrafya kader olmamalı...İnsan insana bunu yapmamalı..!