Baş kadın karakter adının Suad, erkeğin adının da Süreyya olmasıyla başlangıcından itibaren şaşırtan bir kitap oldu. 'İlk Psikolojik Türk Romanı' olduğunu üniversite hazırlık zamanlarından beri bildiğim için, ilk olması itibariyle çok doyurucu bir kitap olmayacağı ön yargısına sahiptim. Fakat bunun aksine, kitaptaki karakterler ve olay örgüsü bayağı sağlamdı. Türkçe'nin çok güzel kullanılmış olması ise Cumhuriyet dönemi eserleri için artık sıradan bir ayrıntı benim için. Karakterlerin aşklarını kendi ağızlarından okurken içiniz ezilebilir. Okumanızı tavsiye ederim.