“İnsan gençken zamanı, kaç yılı geride bıraktığını düşünerek değerlendirir. Kaç yılı kaldığını düşünmeye başladığı andan itibaren de orta yaşa girmiş olur.”
"Ben" ve "o" ilişkisi yerine, "ben" ve "o" ilişkisi görüntüsünde aslında "ben" ve "ben" ilişkileri kurabilen bir insan olarak yaşamı sürdürmek "ben" ve "ben" ilişkisi ise hazırlanmış bir yalnızlığın anlatımıdır ve narsizm sözcüğüyle adlandırılır.
Oysa, sürekli değişen koşullara uyum yapabilmek ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmek belirli bir esnekliği ve yaratıcılığı gerektirir, örneğin, kendisini engellenmiş hissettiği her durumda aynı kızgınlık tepkisini veren kişi etkin olamaz. Burada etkin olmakla kastedilen, kişilerin olaylara kendisini iyi hissedebileceği bir biçimde yön verebilmesidir. Böylesi bir yönlendirme ise yaratıcı olabilmeyi gerektirir. Yaratıcılık ise içinde bulunulan duruma karşı en uygun tepkiyi verebilmeyi içerir."
Başkalarını güçsüz bırakmak için güç kazanma çabasında olan biri ise aslında başkalarına güçsüz görünmekten ya da güçsüz yönleriyle yüzleşmekten korktuğu için böyle bir mekanizma geliştirmiştir.”
Bazı kişiler ise diğer insanların sorunlarıyla özellikle ilgilenirler; kimin derdi olsa, nerede böyle yaşarsa orada belirirler....kişi diğer insanları zor durumda ya da acı çekerken görmekten ötürü dolaylı bir doyum sağlar.”
Çarşı güzelleri
“Kızgınlık yaşadığımız kişi, yitirmekten korktuğumuz ya da bizi sevmesini istediğimiz biriyse bu duygunun bastırılma olasılığı daha fazladır. Bazen böyle durumlarda bastırılan kızgınlık nasıl olsa yitirmeyeceğimizi düşündüğümüz kişilere yöneltilir. Örneğin,dış ilişkilerinde kızgınlığını bastıran kişi, tepkilerini aile üyelerine yöneltebilir. Bu nedenle dostluk ilişkilerinde sevecen ve yumuşak başlıolmasına karşın evinde hiddetli ve hırçın olan kişilere oldukça sık rastlanır.”
Tutucu kişi, yapmak istediği ama yaparsa suçlanacağı davranışları
başkalarında gördüğünde onları eleştirerek ya da engelleyerek
kendi isteklerini ketlemeye çalışır.”