Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre

Emre
@Ya_Kebikec_
7 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Bedevi
Kendisine, hemen diğer her şeyin mahvolduğu bir yerde, çölde yaşama imkanı bahşeden sebat ve sabrın, onun en yüksek fazileti olduğu anlaşılmaktadır. Kayıtsızlık ve kaygusuzluk aynı faziletin diğer bir yüzüdür. Diğer göze çarpan bir hususiyet olan şahsını düşünürlük o derece köklüdür ki bu, bedevinin beynelmilel bir şahsiyet kıvamına erişmesine hatta kabileye has müşterek menfaat idealinin inkişafına asla müsaade etmemiştir. Disiplin, nizâma hürmet ve otorite, çöl hayatında birer put olamazlar. Bir Bedevi şöyle dua etmişti: Yâ Rabbi! Başka kimseye değil, sadece bana ve Muhammede merhamet et!
Sayfa 57 - İFAV, 1.Baskı, 2011
Reklam
512 syf.
3/10 puan verdi
8.7/10 değerlendirme puanına güvenerek kitaba başladım ve bu puanın azizliğine uğradım diyebilirim. Bundan sonra değerlendirme puanına ek olarak değerlendirme sayısına da dikkat etmem gerektiğini anladım. Birkaç incelemede olduğu gibi Ermeni Meselesi gibi yoruma açık hususlara değinmeyi gereksiz buluyor, müellifin yorum ve tercihine
Dinlerin Çarpışması
Dinlerin ÇarpışmasıJean Paul Roux · Kabalcı Yayınları · 201440 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En çok buna kırıldı ve üzüldü
Bana, Cumhurbaşkanı Gül'ü 7 yıl boyunca en fazla nelerin üzdüğü ve kırdığı sorulsa, görev süresinin neredeyse 5 yıl boyunca belirsiz bırakılmasını bunların başında sayabilirim. Gül seçildiğinde görev süresi 7 yıldı. Ama daha sonra yürürlüğe giren Anayasa değişikliği bu süreyi 5 yıla indirdi. Peki şimdi Gül 5 yıl mı, 7 yıl mı cumhurbaşkanlığı
Sayfa 122 - Doğan Kitap, sayfa 122, 123, 124.
''O yasağı ben deleceğim''
...Başbakan Erdoğan hiç beklenmedik şekilde Facebook ve YouTube'u kapatabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül’e 7 Mart'ta İstanbul'da cuma namazı çıkışı gazeteciler, Başbakan’ın bu sözleri hakkında ne düşündüğünü sordu. Cumhurbaşkanı şöyle dedi: ‘’YouTube, Facebook gibi platformlar dünyanın her yerinde geçerli olan şeyler ve bunların kapatılması
Sayfa 153 - Doğan Kitap, 2014 Yılı Sosyal Medya Yasağı, sayfa 153-154.
Reklam
Kavgaya Giren, Kavgayı Ayıran
Bir gün Cengiz Çandar sohbetimiz sırasında bana şunları söyledi: ''Geçenlerde Amerikalı bir gazetece bana Gül ile Erdoğan arasındaki farkı sordu. Ben de şöyle bir benzetme yaptım. Bir sokakta iki kişi kavga ediyorsa Erdoğan gider o kavgaya karışır, Gül ise, kavgayı görünce o sokağa girmez ve yolunu değiştirir dedim.'' Gül'e anlattığımda bu benzetmeye tepki gösterdi: ''Hayır. Ben kavgayı görünce sokak değiştirmem. O sokağa girerim ve kavgayı ayırmaya çalışırım. Cengiz'e bunu böyle söyle.''
Sayfa 107 - Doğan Kitap
''Beni hapse atacaklar''
17 Ocak 2011 tarihinde Ruşen Çakır aradı. Sesi kaygılıydı: ''Hemen konuşmamız lazım. Ama telefonda olmaz. Yüz yüze konuşmamız gerek.'' O İstanbul'da ben Ankara'daydım. İlk uçağa atladı geldi. Endişeli olduğu her halinden belliydi: ''Cemaat beni içeri alacak.'' diye söze girdi. Ben allak bullak ''Neden, nasıl olur?'' diyebildim. O kaynağından emindi. ''Tamam. Sakin ol. Ben Cumhurbaşkanı ile konuşurum.'' dedim. Ruşen'i uğurladıktan sonra Cumhurbaşkanı'nın yanına gittim. Durumu anlattım. O da çok şaşırdı. ''Ben bir bakayım. Seninle daha sonra konuşuruz.'' Ertesi gün öğleden sonra cumhurbaşkanı beni çağırdı. ''Ruşen haklıymış.'' dedi: ''Ben müdahale ettim. Rahat olsun. Yalnız şimdi sana Emniyet'ten bazı isimler vereceğim. Ruşen'e söyle o isimlerle irtibatını kessin.'' Ruşen ile buluştuk. Kendisine Cumhurbaşkanı'nın söylediklerini aktardım. Derin bir nefes aldı. Haksız değildi. Bir anda kendisini, ne zaman çıkacağını bilmeden demir parmaklıklar arkasında bulması işten bile değildi. Cumhurbaşkanı Gül müdahale etmeseydi, Ruşen Çakır, Nedim Şener ve Ahmet Şık'tan önce hapse girecekti. Bu olaydan sonra Cumhurbaşkanı ''Ruşen'i gezilere daha sık alalım.'' dedi. Bu şekilde ona sahip çıktığını da göstermek istiyordu.
Sayfa 99 - Doğan Kitap
Kürt'e Kürt demek
O günkü en ateşli tartışma konusu ''Kürt sorunu'' ile ilgiliydi: Cumhurbaşkanı konuşmasında ''Kürt sorunu'' ifadesini kullanmalı mıydı kullanmamalı mıydı? Danışmanların bir bölümü buna kesinlikle karşı çıkıyordu. ''Bunun siyasi sonuçları olur. Tepki görürsünüz.'' gerekçesini dile getiriyorlardı. Arasında benim de bulunduğum diğer kesim,
Sayfa 87 - Doğan Kitap, 1 Ekim 2010 Meclis Açılış Konuşması
Köşk'ün ''Demirperde''si
Bunların dışında aklın almayacağı bir yasak daha vardı: Askerler Hayrünnisa Hanım'ın Başyaverlik binasını ziyaret etmesini, askerlerin ve Genel Sekreter Mustafa İsen'in ikametgah olarak kullandığı bölüme içeriden geçmesini istemediklerini üstü örtülü bir şekilde iletmişlerdi. Zira arada askeri geçiş noktaları vardı. Hayrünnisa Hanım buna hem çok
Sayfa 84 - Doğan Kitap
Hayrünnisa Hanım'ın İsyanı ''Artık yeter!''
Sadece başörtüsünden dolayı böyle bir muameleye maruz kalmak çok ağır, incitici ve yaralayıcıydı. Hayrünnisa Hanım bu yüzden C kapısına ''Ceza kapısı'' adını takmıştı. Bir krize yol açmamak için üzüntüsünü, kırgınlığını ve kızgınlığını hep içine atarak üç yıl boyunca sabretti. Ama, 2010 yılında Zambiya Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ziyareti öncesinde
Sayfa 81 - Doğan Kitap
Reklam
''Başörtüsü ile kırmızı halıda yürüyemezsiniz''
Bir diğer sorun da, yabancı devlet başkanlarını karşılama töreniyle ilgiliydi. Askerler, Hayrünnisa Hanım'ın törende kırmızı halıda yürümesini istemiyorlardı. Oysa, daha önceki cumhurbaşkanlarının eşleri, konuk cumhurbaşkanlarının eşleriyle hep birlikte yürümüşlerdi. Burada mesele yine başörtüsüydü. Bu işin içinden nasıl çıkılacaktı? Uzun arayışlardan sonra bir formül bulundu: Yabancı cumhurbaşkanları ve eşleri Çankaya Köşkü'ne geldiklerinde, Abdullah Gül konuğunu tören alanında karşılarken, Hayrünnisa Hanım ise eşini misafir kapısı olan C kapıda karşılayacaktı. Gül konuğu ile kırmızı halıda yürüyerek askeri teftiş ettikten sonra A kapının girişine gelecek, bu arada kapı açılacak, Hayrünnisa Hanım yabancı devlet başkanının eşiyle beraber dışarı çıkacak ve birlikte görüntü vereceklerdi. Bu ''Türk usulü'' karşılama tam üç yıl sürdü ve inanılmaz sıkıntılı geçti. Hayrünnisa Gül dış ziyaretlerinde dünyanın tüm kırmızı halılarında yürüyor, kendi ülkesinde, kendi evinde yürüyemiyordu. Üstelik, yabancı konuk eşlerine bu durumu izah etmek hiç de kolay olmuyordu. Yabancı first ladyleri yan kapıdan alıp arka koridorlardan dolaştırıp ön kapıya getirmek ve kapının arkasında törenin bitimine kadar bekletmek nasıl izah edilebilirdi ki?
Sayfa 80 - Doğan Kitap
''Asıl dinlenmek, faaliyetini değiştirmekle olur.''
Sayfa 54
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.