Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yalnizcaokur

Yalnizcaokur
@Yalnizcaaokurr
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Ortaçağ'ı tanımlayan "karanlık, gerileme, yaratım ve Tanrı" kavramlarının tam karşısına Aydınlanma Çağı' nda "aydınlık, ilerleme, evrim ve insan" kavramları yerleştirilmiştir. Kavramsallatırmalara bakıldığında insanlık tarihi açısından önemli mesafelerin kat edildiği görülmektedir. Fakat gerçekte durum tam olarak böyle değildir. Çünkü insan 20. Yüzyılda başta kapitalizm olmak üzere, iktidar mekanizmaları, bilim, teknoloji, bürokrasi gibi faktörlerin altında iyice ezilmiştir. Diğer yandan her şeyin merkezine yerleştirilen ve evrenin efendisi ilan edilen insanın konumu, İkinci Dünya Savaşı'nda ilk kez uçakların kullanılması, atom bombasının kullanılması, kitlesel ölümler ve toplama kampları nedeniyle yerle bir edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanın evrene, kendine, aşka kısacası hiçbir şeye inancı kalmamıştır. Bu durum insanın varoluşunu sorgulamasına neden olmuştur. Sylvia Germain de Magnus' ta özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın yol açtığı ağır hezimetlerin insan benliğinde açtığı onulmaz yarayı ve varoluşunu anlamlamdırmaya çalışan modern insanın varoluşsal sancılarını şiirsel bir dille anlatmıştır. Germain eserinde, Hamburg'ta Nazi iktidarının yaptığı kıyımları İncil'deki Sodom ve Gomore kentlerinde yaşanan felakete benzeterek insan varlığı, varoluş, Tanrı, inanç gibi varoluşsal problemler üzerine felsefi bir sorgulama gerçekleştirmiştir.
Magnus
MagnusSylvie Germain · Can Yayınları · 200829 okunma
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Magnus
MagnusSylvie Germain
7.6/10 · 29 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Eğer, yargılarken benim için asıl önemli olan kötülüğün yok edilmesi olsaydı, kötülüğü benim için gerçekten tehdit oluşturduğu yerde arardım; bizzet kendimde."
Sayfa 136Kitabı okudu
"Öyle yazılmış kitaplar vardır ki, bunlar kimi zaman bazı okuyucuların üzerinde kulağımızı dayadığımız ve bir anda içinden kanımızın sessizce akışının uğultusunu duyduğumuz iri deniz kabuklarının etkisine benzer bir etki yaparlar. Okyanus gürültüsü, rüzgar gürültüsü, kendi yüreğimizin gürültüsü... "
Reklam
"Söylenmesi gereken zamanda söylenmemiş şeyler, sonradan koca bir uydurmaca gibi görünür."
"-Ben başkayım. - Ben de başkayım. - Doğru, hep başkayız. Ayak bastığımız her yer dünyanın merkezi oluyor. Her şey bizim çevremizde dönüyor..."
"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor: Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."
119 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Tezer Özlü, gözlemlerinden, deneyimlerinden ve kendi özyaşam öyküsünden yola çıkarak kaleme aldığı kısa öykülerde; bütün iktidar mekanizmalarına karşı gelmekte, sosyal ve kültürel kodların altını oymakta, toplumun bir tabu olarak gördüğü ve konuşmaktan kaçındığı cinsellik meselesini hayatı anlamanın bir yolu olarak ele almaktadır. Ayrıca Özlü, kimi zaman noktalama işaretlerine kimi zaman yazım kurallarına uymadan kimi zaman da kelimelerin anlamını bozarak Türkçe'yi kekeletmekte ve böylece Deleuze ve Guattari'nin Kafka'nın yapıtları için kavramsallaştırdığı "minör edebiyat" yapmaktadır.
Eski Bahçe Eski Sevgi
Eski Bahçe Eski SevgiTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20183,458 okunma
Reklam
"O gece insanın kavrayabileceğinden daha çok şey bilmesinin bir mutsuzluk olduğunu düşündüm. Bu bazen olgunluktur ama olgunluk değilse, o zaman çöküştür."
"Bırak beni artık. Bu camdan çırılçıplak aşağıya atlayacağım. Sana karşı değil bu. Çocukluğuma karşı. Bu kente, bu eve, bu halılara, bu değişmeyen her şeye, bu ölmeyen herkese karşı."
"İnsanlar arasındaki münasebetleri tanzim eden amiller ne kadar gülünç, ne kadar dıştan, ne kadar boş ve bilhassa asıl insanlıkla ne kadar az alakası olan şeylerdi..."
984 öğeden 946 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.