Yavuz Hocaoğlu

Stephen Hawking
Peki, biz belirsizlik ilkesini nasıl ele almalıyız? Belirsizlik ilkesi kuantum mekaniğinin tamamlanmamış olmasından kaynaklanıyor olabilir mi veya kuantum mekaniği yorumumuzu modifiye etmeli miyiz? Hawking’e göre belirsizlik ilkesiLaplace’ın kafasındaki determinizme ters düşüyor çünkü Laplace’a göre eski durum ile yeni durum bire bir bağlantılıdır. Geçmişi bilirseniz geçmişten geleceği, geleceği bilirseniz gelecekten geçmişi çıkartabilirsiniz. Kuantum mekaniğinde ise belirli bir andaki dalga fonksiyonunu bilirseniz başka bir zamandaki dalga fonksiyonunu hesaplayabilirsiniz.
ALFA YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Kozmos
Gökyüzü önemlidir. Yukarıya başımızı kaldırınca gökyüzünü görürüz. Bize seslenir âdeta. Alevi bulduğumuz günlere dek gecenin karanlığında sırtüstü uzanır ve gökyüzündeki ışıklı her noktaya gözümüzü dikerdik. Işıklı noktaların bazıları biraraya getirilince Önümüzdle şekiller çizilirdi. Anamızdan biri gökyüzündeki şekilleri ötekilerden daha iyi görebilirdi. Bize yıldızların çizdiği resimleri öğretti, onlara ne adlar vermemiz gerektiğini fısıldadı. Gece geç vakitlere kadar oturup gökte gördüğümüz şekiller için öyküler uydurduk: Aslanlar, köpekler, ayılar, avcılar. Ve daha başka garip şeyler. Bunlar gökteki kudretli varlıkların resimleri olabilir mi? Kızdıklarında bizlere fırtınalar yağdıranlar olabilir mi?
KARŞIYA YÜKLEME: SİZ HÂLÂ SİZ MİSİNİZ? Eğer sizi siz yapan şey fiziksel madde değil de biyolojik algoritmalar ise, günün birinde beyninizi kopyalayıp karşıya yükleyerek silika içinde sonsuz bir yaşama kavuşmanız da mümkün olabilir. Ancak bu noktada önemli bir soru çıkar karşımıza: Ortaya çıkan şey “siz” mi olursunuz gerçekten? Tam olarak değil. Yüklenen bu kopya bütün anılarınızı içermekte ve bilgisayarın hemen yanı başında, vücudunun içinde duran kişinin siz olduğunuzu düşünmektedir. Ama asıl tuhafı şu: Ölmeniz durumunda simülasyonu bir saniye sonra başlatırsak artık söz konusu olan, bir transfer işlemidir ve bunun da Uzay Yolu'ndaki ışınlanma sürecinden farkı yoktur. (Bu dizide ışınlanan kişi önce parçalarına ayrıştırılır, bir an sonra da yeni bir versiyonu oluşturulur.) Yükleme uygulaması, aslına bakılırsa her gece uykuya daldığınızda başınıza gelenlerden çok da farklı bir şey olmayabilir. Bu süreçte deneyimlediğiniz şey, bir anlamda bilincinizin kısa süreli ölümüdür; ertesi sabah yatağınızda uyanan kişi ise, gerçekte bütün anılarınızı miras almış, kendisinin de siz olduğunu zanneden bir insandır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
KİME DÖNÜŞECEĞİZ? İnsan vücudu, karmaşıklık ve güzelliğiyle bir başyapıt; birbiriyle uyum içinde çalışan kırk trilyon hücrenin hayat verdiği bir senfonidir. Ama vücudun tabi olduğu bazı sınırlamalar da vardır. Duyularımız deneyimlerimize, vücudumuz yapabildiklerimize sınırlar koyar. Ama ya beyin farklı türden girdileri de algılayıp farklı türden kol ve bacakları da denetleyebilse ve böylece içinde yaşadığımız gerçekliği genişletebilseydi?
SİZE İHTİYACIM VAR MI? Beyniniz, normal biçimde işlev görmek için nelere ihtiyaç duyar? Yedikleriniz, aldığınız besinler, soluduğunuz oksijen, içtiğiniz suyun ötesinde, en az bunlar kadar önemli bir şey daha vardır: Beyin, başka insanlara da ihtiyaç duyar. Normal beyin işlevleri bizi saran toplumsal ağlara bağlıdır. Nöronlarımızın hayata tutunup serpilmesinde, başka insanlara ait nöronlar da önemli rol oynar.
Reklam
KONTROL KİMDE Beynimiz bütün yaşamımız boyunca kendini yeniden yazarak, alıştırmasını yaptığımız uygulamalar (yürümek, sörf yapmak, havada top çevirmek, yüzmek, araba kullanmak gibi) için adanmış devreler kurmaya çalışır. Bu programları yapısına yedirme becerisi, beynin en güçlü numaralarından biridir. Karmaşık hareket sorununu çözmede
GERÇEKLİK NEDİR? Gerçekliği olduğu gibi algılayabilseydiniz, onun renksiz, kokusuz, tatsız sessizliği karşısında donakalırdınız. Beyninizin dışında kalan her şey, enerji ve maddeden ibarettir. Milyonlarca yıllık evrim süreci boyunca, insan beyni bu enerji ve maddeyi zengin bir varlık deneyimine dönüştürmede ustalaşmıştır. Ama nasıl?
BEN KİMİM? Nöral açıdan bakıldığında kim olduğunuz, nerede bulunmuş ve neler yapmış olduğunuza bağlıdır. Beyniniz yorulmak bilmeden biçim değiştirir ve sahip olduğu devreler sistemini sürekli olarak yeniden kurar. Deneyimleriniz benzersiz olduğundan, beyninizdeki nöral ağların içerdiği geniş ve ayrıntılı örüntüler de benzersizdir. Beyniniz yaşamınız boyunca değişmeye devam edeceğinden, kimliğiniz de aslında yer değiştiren bir hedeften farksızdır; nihai varış noktası yoktur.
David Eagleman
Epeyce kolay bir iş, değil mi? Tahminlerime göre direksiyonu düz tuttunuz, sonra kısa bir süreliğine sağa çevirdiniz, sonra da yeniden düzelttiniz. Sorun yok. Ama hemen herkes gibi, siz de yanlış yaptınız bu işi. 65 Direksiyonu birazcık sağa çevirip ardından düzeltmek sizi yoldan çıkarırdı; az önce yaptığınız şey de sol şeritten doğruca kaldırıma çıkmak oldu. Şerit değiştirmek için asıl izlenmesi gereken yol direksiyonu önce sağa çevirmek, sonra yeniden ortalamak ve ancak gerektiği kadar sola kırıp ardından yine toplamaktır. İnanmadınız mı? Öyleyse bir dahaki sefere arabayı kullanırken dikkat edin ve kendi gözlerinizle görün. Bu öylesine basit bir motor eylemdir ki, gündelik sürüşlerinizde hiçbir zorluk yaşatmaz size. Ama aynı işi bilinç eşliğinde yapmaya kalkıştığınızda afallar kalırsınız. Şerit değiştirme örneği, verilebilecek yüzlerce örnekten bir tanesidir yalnızca.
DOMİNGO YAYINEVİKitabı okudu
David Eagleman
“Görme” eylemi bize öylesine doğal gelir ki, sürecin altında yatan muazzam karmaşıklıktaki düzeneği takdir etmek güçtür. Beynin yaklaşık üçte birinin görmeye adanmış olması bu nedenle şaşırtıcı gelecektir size. Gözlere akın eden milyarlarca fotona berrak bir yorum getirebilmek için beynin akıl almayacak düzeyde büyük bir işin altından kalkması gerekir. İşin doğrusu, bütün görsel sahneler belirsiz ve bulanıktır. Sözgelimi, sağdaki şekil, beş yüz metre ötedeki Pisa Kulesi’ni de, kulenin bir kol boyu uzaklıktaki oyuncak modelini de temsil ediyor olabilir; her ikisi de gözünüze aynı görüntüyü düşürür çünkü. Ama beyniniz, gözünüze çarpan bu görüntüleri belirsizlikten arındırmak için koşullar ve bağlamı hesaba katarak, varsayımlarda bulunarak ve birazdan göreceğimiz hilelere başvurarak epeyce bir sıkıntıya girer.
DOMİNGO YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Kuantum
Yavaş yavaş kendinize geliyorsunuz ve neler olduğunu kavramaya başladığınız sırada tuhaf bir aydınlanma, korkunç gerçeği aklınıza getiriyor. Az önce ölen yıldız, herhangi bir yıldız değildi. Güneş’ti. Bizim Güneşimiz. Onun parlaklığıyla yok olup giden eriyik gezegense Dünya’ydı. Gezegenimiz. Yuvanız. Artık yok. Tanıklık ettiğiniz manzara, dünyanın sonuydu. Öyle kurgusal bir son ya da Mayalardan kaldığı söylenen zorlama bir fantezi değil... Gerçek son. İnsanlığın, siz doğmadan bir süre öncesinden, yani az önce gördüklerinizden beş milyar yıl öncesinden bu yana gerçekleşeceğini bildiği bir son.
Sayfa 7 - domingoKitabı okudu
Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
Atatürk ölünceye kadar Geçmişin sırlarının Peşinde koştu tarihin karanlık dehlizlerinde hem kendi atalarının hem tüm insandan izlerini sürdü ölmeden önce son okuduğu kitaplar bile Türk tarihi ve Türk dili ile ilgiliydi
Geri114
222 öğeden 211 ile 222 arasındakiler gösteriliyor.