“İls sont eux-memes crees.”
Her şey İsmet Özel’i okurken oldu bunu bilsin insanlar.
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
-Cemil Meriç
~
Bir kadının 24 saati daha ne kadar derin anlatılabilirdi?
24 saate düşünemeyeceğimiz kadar ruhsal devinim sığdırmayı olağanüstü bir şekilde başarabilen adam bu Zweig. Biz fani insanlar olarak günün yarısını yatmakla geçirdiğimiz sürece Zweig medeniyetleri seviyesine ulaşamayız muhtemelen. Kendisine ait 2021 yılında okuduğum 3. kitap. Bu parçalarım, Zweig’ın kitaplarını o kadar iyi anlayabilmemi sağlıyor ki adeta yaşıyorum onları.
Zweig’in çarpıcı bir kitabı. Beklediğimden çok daha iyi çıktı. Kendisinin daha çok okunan bazı kitaplarından daha okunası bulduğumu söyleyebilirim.
Kitapta ‘’eller’’ in yapısı ve hareketleri ile kişilik arasında bağlantı kurduğu bir bölüm var.
Bunun üzerine geçtiğimiz günlerde çok kıymetli Felsefe hocam ile konuştuğumuz ”Avuç içi tepelerinin ismini Aristo ve öğrenceleri belirlemiştir.” Konulu başlığı tekrar bu kitabı hatırlamış olmam yine mistik sarstı beni. Çünkü Aristo da tıpkı “ tüm organların organı, tüm pasif sistemin aktif faili ellerimizdir.” Diyor. (Bunun çalışmasını geniş bir zamanda tekrar masaya yatırırız:)
Ve benim hep söylediğim bir söz;
Kim ne derse desin, nasıl düşünürse düşünsün. Kitapların farklı bir mistik olayı var. Kütüphanemizde duran bazı kitapların yaşadığımız herhangi bir olaydan bağımsız okumaya başlamamız, yaşamış olduğumuz olayların tezahür etmesi arasında gibi mistik bir olay.
O vakit insanlar biraz kütüphanesi kadar var. Yani kişi kütüphanesi kadar mı yaşar?
Parti bayrakları hangi ilçede yoğun ve yeryüzüne daha yakınsa orada rekabetin %1 puanın altında olduğunu anlayabiliriz. Gökyüzü ne kadar berrak görülebiliyorsa bilin ki orada seçimin sonucu az çok bellidir.
Can sıkıntısının bir sesi vardır; bunu ancak, böyle bir zamanda, o gurbet odasında duyarsınız: Eski mobilyaların tahtalarını dişleyen gizli kurtların sürekli çıkardığı kemirici, işleyici ses...