Kemikler dağıtıyor, kemikler yükseltiyor, kemikler azaltıyor, hem yerinde saydırıyor hem de öldürüyor biteviye. Bir mezarın içerisine gireceğinizi düşünüyorsunuz lakin o kadar şanslı değilsiniz. Çünkü burası sadece kitabın içindekilerin olduğu o garip alem. Yani... Bilinçakışı tekniğinin uygulandığı bu kitapta karakterler tanıdık. Beckett sizi uçuşa hazırlarken mitoloji, edebiyat, din, sanat gibi birçok şeye göndermeler yapıyor. Özellikle kitabın arkasındaki notlar bölümü kitapta olan pek çok şeyi açıklıyor.
"Bir" dedi Belacque, " neredeyse göbek kordonum sakarca kesilir kesilmez rahimle yeniden birleşmeye çabaladım ve bu bebeklik çabalarımı ölüm gelip beni geri alana kadar azaltmadım".
1300`lü yılların İtalyasında bir manastırın içinde başlayan gizemli ölümleri aydınlatmak üzere William isimli bir sorguç görevlendirilir. Adso ( William'ın öğrencisi) da William'ın bu görevinde ona yardım etmektedir. Olayları daha çocuk sayılabilecek Adso'nun ağzından dinliyoruz ve elbette çoğu şeyi tam kavrayamıyoruz onun gibi. Soruşturma sürerken ölümler çoğalıyor. Lanet hakim olmuş sanki bu manastıra. Gittikçe büyüyen kan gölü.. Neler oluyor? İşte bu soruların yanıtını ararken bir yandan da ortaçağa ait tanrıbilim ve felsefe konularının içerisine dalıyoruz. Ritim zaman zaman yoğun tartışmalar ve tarihi karakterler üzerindeki bilgilerin aktarılmasından dolayı yavaşlarken, kimi zaman da sanki her şeyi az sonra çözecekmişiz gibi bir heyecanla anlatılan bölümlerle hızlanıyor. Okurun ortaçağ, tanrıbilim, felsefe gibi konulara çok ilgisi yoksa zaman zaman sıkılacağını belirteyim. Eco büyük emek verip bize sunmuş. Kitabın arkasında Eco'nun kitaba dair bir yazısı var, okunmalı diye düşünüyorum.
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma