İpek Yılmaz

"Fakat, akıllıca bir çift söz söylenecekse, istediği an kötü olma erkini sürekli olarak elinde bulundurduğundan dolayı iyi olabileceğine hiçbir zaman güvenilemeyecek bir efendinin kulu [süjesi] olmanın ne kadar büyük bir mutsuzluk olduğunu belirtmek gerekir. İnsanın ne kadar efendisi olursa insan o kadar kez daha fazla mutsuz olur. "
Reklam
"Sevgili yabancı bir erginliktir aşk. Ne var ki mutluluğun kendisi değildir. Yine de en büyük kanıtıdır onun."
"Dünya bir tezgahtır. Tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce anlaşılır. "
Sayfa 212Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sandık titanyumdan yapılmış olmalı. İnsanlar doğdukları andan itibaren öğrendikleri her şeyi sırasıyla düşünecek ve sandığa girdikleri ana kadar akıllarından geçen bütün düşünceleri anımsayarak zihinlerini boşaltacaklar. Sandık titanyumdan yapıldığı için bütün düşünceler içeride kalacak. Sırayla, yeni doğmuş bebekler dahil, bütün insanlar sandığa sokulacak. Son insan da girdiği zaman, sandık insanlık bilgisiyle dolmuş olacak. İşte o zaman, sandığın titanyum kapağı açılacak ve içinden tanrı çıkacak. "
Sayfa 162Kitabı okudu
"Çocuk mahkemesi Mustafa'yı bir yuvaya yerleştirene kadar üvey babası çocuk dövme şampiyonu oldu. Aldığı ödül, ölüm oldu. "
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
"Remzi'yle hemen hemen aynı yaştaydılar ama birbirlerine hiç benzemiyorlardı. Remzi'nin bir ailesi, yasal bir işi ve yüzünde tebessüm vardı."
Sayfa 112Kitabı okudu
"Tezgahtar olmak için geniş bir hayal, dar bir kişilik gerekir. Her meziyetin bir eziyeti vardır. Geniş hayal deliliğe, dar kişilik görünmezliğe neden olur. "
Sayfa 108Kitabı okudu
"Kozan'ın Ermeni katliamı hakkındaki düşüncesi şuydu: "Ermeni katliamı mı? Adı üstünde! Ermeniler yapmış! Kendileri hariç herkesi katletmişler!" Bundan da anlaşılabileceği gibi konu, kesinlikle umurunda değildi. "
"Safirleri üzerlerine saklayıp yola çıkıyorlar. İran sınırının yakınlarında eşkıyalar tarafından durduruluyorlar. Rober, Jan'dan dört yaş büyük. Konuşmayı o yapıyor. Kendilerini bırakmaları için eşkıyalara para teklif ediyor. Ama eşkıyalar kabul etmiyor. Rober'in üstünü arayıp safirleri buluyorlar. Sıra Jan'a gelince, küçük Çınarcıyan direniyor ve eşkıyalar Jan'ı vuruyor. Rober'in gözleri önünde Jan'ın bedenine sardığı safir dolu keseleri alıp gidiyorlar. Rober, Jan'ın yanına çöküyor ve bilincini kaybetmekte olan kardeşine sarılıyor. Jan, son nefesini Rober'in kulağına vererek şöyle diyor: 'Bana neyin değerli olduğunu sen öğrettin.' Jan' ın sağ yumruğunun içinden dokuz karat safir çıkıyor. "
"Bazen çok zeki insanlar tamamen paradoksal fikirlere saplanırlar.Bu düşünceleri uğruna o kadar acı çekmişlerdir ki vazgeçmeleri imkânsızdır!"
Sayfa 281 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geri173
1.107 öğeden 1.096 ile 1.107 arasındakiler gösteriliyor.