Kitapta herhangi bir emek göremiyorum. Tamamen boş bir kitaptı neden okudum onu bile bilmiyorum ilk başlarda ölümüne savunurdum bu kitabı ama şuan iğreniyorum kitaptan bir sürü argo kelime ve saçma sapan ilişki yumaklarıyla dolu.
Örnek; Onur'un babası ile annesi annesi başka bir adam ile evliyken Onur doğuyor. Onur'un annesi ile evli olan adam Onuru kendi çocuğu sanıyor. Sonra Onurun babası olmayan babası başka bir kadın ile zorla beraber olup Zeynep'i doğuruyor Onurun annesi bebeğini düşürüyor o sırada Onurun babası olmayan babası şehir dışında Onurun annesi Onurun babası olmayan babasının zorla beraber olduğu kadının bebeğini Onurun babası olmayan babasına bizim çocuğumuz diye yutturuyor... Yasak Elma misali
okuduğum zamanı çöpe atmış gibi hissediyorum. Okunmaması gereken bir kitap ben bir hata yapıp tüm serisini okudum ama sonra kendi ellerimle 5 kitabı da yırtıp çöpe attım.
Bir üniversite öğrencisi anlatıyor:
“- Bizim üniversitede genç kızların kullandığı saatlerden takan bir doktor vardı. Bu haline sürekli güler, eğlenirdik. Sonradan öğrendik ki o saat ölen kızına aitmiş.”
(Acıyla kıvranan ama konuşmayan kalpler vardır…)
“- Hastanenin birinde genç bir kızın başındaki peruk düşer ve orada bulunan herkes gülüp, kahkaha atıp eğlenir. Bir genç adam, kadına yardıma koşar, genç kadın ağlayarak ve titreyerek; Benim hiçbir suçum yok. Kanser ne yazık ki bütün saçlarımı aldı.” der.
(Davranışlarınıza ve aymaz tavırlarınıza dikkat ediniz…)
Okulda başarı seviyesi düşük bir çocuk annesinin mezarına gider;
“- Anne… Benimle okula gel. Öğretmen beni öğrencilerin önünde ‘senin annen ihmalkâr bir kadın seninle hiç ilgilenmiyor’ diye azarlıyor.” der.
(Daima dikkatli ol. Öyle sözler vardır ki, öldürür…)
Doğan Cüceloğlu, "Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek!" der. İşte tam da bundan dolayı gayret ve çabayı elden bırakma, sabra sarıl ki başarı ve mutluluk bir ömür yoldaşın olsun. Yorma yoktan yere narin kalbini. Asla değmez şu dünya için; gayret ve tevekkül et!