Tarkovski’nin Stalker filminden bir mesele geldi aklıma: Kederli bir adam, içeri girenin en büyük arzusunun gerçekleştiği rivayet edilen odada, ölen kardeşinin “canlanmasını” diliyordu.Döndüğünde evinin ağzına kadar elmaslar, zümrütler, yakutlarla dolu olduğunu gördü ve intihar etti.Yani İnsan çok isteğini sandığı bir şeyi aslında o kadar da umursamıyor olabilir, kalbinin en mahrem köşesinde aklının ucundan bile geçmediğini sandığı şeyleri arzulayabilir, gerçekle yüz yüze gelince o ağırlığa katlanamayarak kendini imha edebilir.
Yinelemelerin hayatta bir karşılıkları, sonuçları olduğuna, kimi sözcüklerin ötekilerden daha kuvvetli, daha vurgulu, daha etkili olduğuna inanıyorum. Hiçten hiç çıkar ve kötülük kötülüğü üretir; iyi şeyler istemenin, iyi şeyler hayal etmenin, iyi şeyler söylemenin, iyi şeyler için çalışmanın, iyi insan olmaya gayret etmenin ‘iyi’ sonuçları olur diye düşünüyorum.
Tanrı Baba, işliğinde çalışır ken, bir rastlantı sonucu, bizi oluşturan bu bedeni, bu bedende de kısa bir an için ruhumuzun aynası olmasını engelleyemediğimiz gözümüzü yaratmış.
Erotizm, ticari açıdan karmaşık bir olaydır; çünkü herkes bir yandan erotizmi yaşamaya can atarken, öte yandan, mutsuzluklarının, yoksunluklarının, kıskançlıklarının, komplekslerinin ve acılarının nedeni olarak ondan nefret eder.