Önümüzü görebiliyor muyuz, önümüzde bir aydınlık var mı? Durmadan adaletten , haktan, hukuktan söz eden, kendini dünyanın serdarı sanan bu kibirli general ve düzeni bize gerçekten adil, eşit bir hayat mı sunuyor? Hayır, hayır, hayır…
Sayfa 103Kitabı okudu
Herkese yetecek kadar bu uçsuz bucaksız ülke niçin durulmuyor?
Sayfa 65Kitabı okudu
Bütün ülkeyi, ilan ettikleri sıkıyönetimin demirden postalları altında inim inim inlettiler.
Sayfa 54Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Bekliyorlar. Mağaranın ağzında birikip uzaklara bakarak bekliyorlar. Gözleri dorukları tarayarak, ırmağın kaynağına uzanarak bekliyorlar. Sönmeyen ateşin etrafında ısınarak bekliyorlar. Mağarayı nefesleriyle ısıtarak bekliyorlar. Günün birinde köylerine döneceklerini düşünerek, dönüş düşü kurarak bekliyorlar. Hasret çekerek, sabrederek bekliyorlar.
Sayfa 44Kitabı okudu
Toprak onlarındı, atalarından kalmıştı. Ataları burada gözlerini açmış, yine burada yaşama veda etmişlerdi. Yetmiş yedi göbek bu toprakların sahibi onlardı. Buna; göklerdeki parlak ay, sıcak güneş, kıpır kıpır yıldızlar, usul usul yağan yağmur , bembeyaz kar, haşmetli dağlar, bereketli topraklar, coşkun akan ırmaklar, göklerinden eksik olmayan kartallar şahitti.
Sayfa 32Kitabı okudu