Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkoğlu

İste dünyayı baştan başa deniz yolu ile gezen ilk kaptan budur.(...) Bu kaptan, böylece bütün dünyayı dolaşıp Hz. Adem'den beri olmamış bir işi yapmıştır.
Sayfa 558 - Bera KitapKitabı okuyor
Türkoğlu okurunun profil resmi
Moğulya adlı bu kaptan bu turu Hicrî 929 yılında yapmış. Macellan ve Del Kano peki??
Reklam
Hadi canım sende!
Faşizmin Avrupa'daki bu yeniden yükselişinin sebebi ne?.. Kimileri... Kısa bir süre öncesine kadar bunu salt göçmen akışına bağlıyordu. Bu yanıltıcı; çünkü göç hep vardı.
Sayfa 254 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Türkoğlu okurunun profil resmi
İşi bu raddeye getiren faşizm ise bunu sömüren de sosyalizm! değil mi? Olan kime oluyor?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız(...)
Sayfa 61 - Can YayınlarıKitabı okudu
Türkoğlu okurunun profil resmi
Kadercilik gibi gelecek ama, çoğunlukla müdahale edemediğimiz şeyler belirlemiyor mu hayatımızı?
Türkoğlu bir yorumu yanıtladı.
320 syf.
4/10 puan verdi
Gazetelerde çıkan yazılardan ve konferanslarda verilen bilgilerden derlenmiş, bölümler halinde yazılmış. Yazar, dilin yaşantı yoluyla oluştuğunu savunuyor. Yani her dil etkileşime açık ve bir şekilde dile yerleşen yabancı kelimelerin de artık o dilden sayılmasından yana. Kitapta zaten ortaya karışık bir dil derlemesi görebilirsiniz. Eski Türkçe de denilen kelimeler o kadar çok kullanılmış ki, dilin tam olarak hangi millete ait olduğunu kestirmek güç oluyor. Fars mı, Arap mı, Türk mü? Dil salatası... Yazarla aynı fikirde malesef değilim. Kullandığı dili Türkçe diye nitelendirmesini doğru bulmuyorum en azından. "Kimliği belirsiz bir milletin dili" ismi kitaba daha uygun. Zira bu dili konuşmak için belli bir milletten olmanız gerekmiyor. Çok kültürlülük ama kendi kültürün hariç olacak...
Türkçenin Sırları
Türkçenin SırlarıNihad Sâmi Banarlı · Kubbealtı Neşriyatı · 20222,517 okunma
sengisiyeh okurunun profil resmi
Sadece iptidai milletlerin dilleri saf dil olabilir. Bütün cihana yayılmış ve o topraklarda hüküm sürmüş Türk milletinin dili asla iptidai kabilelerin dili seviyesine indirilemez. Kitap da kullanılan dilin hangi millete ait olduğunu anlayamamak uydurma lisan ile dilimizin katledilmesinden ve bizim tahsilimizin yetersizliğindendir. Size de kitabı tekrar okumanızı tavsiye ederim hoca hanım.
Türkoğlu okurunun profil resmi
İptidai kelimesinin yerine ilkel kelimesini de kullanabilirdiniz ama tercih etmediniz, halbuki ifade etmek istediğiniz anlamı kolaylıkla yansıtırdınız. Elbette yayılmış olduğumuz coğrafyanın kültüründen etkilenmek normaldir, çünkü bunu engellemek mümkün değil. Ancak bir kültüre ait olduğumuzu gösteren en önemli etkenlerden biri de dildir. Kabul edelim ki ait olduğumuz kültürü yansıtmıyoruz malesef. Yapılan çalışmalar yanlıştır, doğrudur, bunu burada tartışmak uzun iş. Size sadece şunu söyleyeyim. Nasa'nın uzaya gönderdiği uluslararası bir ses metninde, ilk temas halinde uzaylı birine Türkçe olarak nasıl karşılık veriyoruz biliyor musunuz? "Sabahı şerifleriniz hayrolsun" şeklinde. Bu cümle Arapça bir cümledir. Ve dünyanın geri kalanı için biz Arabız. Bu durum, Arapları sizin deyiminizle iptidai mi yapıyor? Dilleri saf kalabildiğine göre öyle olmalı? Peki bizi ne yapıyor? Her yana dağılmış bir millet mi? Kültürümüzü koruyamadıktan sonra her yana hangi millet dağılıyor? Var bile değiliz, bize ait, bize has ne var? Dili de kaybedince ne kalıyor geriye? Bu durum sizin için çok "mühim" olabilir ama kültürümüz nedir? sorusuna cevap veremez. Koruyarak da bu yayılmayı yapabilirdik. Ama hangi dine girdiysek o kültüre geçtik. Kiminle temas kurduysak ona benzedik. Bu da bizi değil temasta olduğumuz kültürü güçlü yapıyor. Biz sadece asimile oluyoruz. Ve bunda çoğunluk bir sakınca görmüyor, üstelik gücün göstergesi olarak kabul ediliyor.
1 sonraki yanıtı göster
50 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.