Bir idam mahkumunun son günü çok iyi detayları ile insanı büyüleyen bir roman . Okurken idama gidecek bireyin her anlattığını iliklerime kadar hissettim . Bazı yerlerde istemsizce gözlerim doldu . O dönemdeki insanların bu kadar zalim olmaları ve maalesef gerçek hayatta da böyle olaylar yaşanmış olması kalbimi titretti içimi üşüttü. Okurken aklıma "Bir delinin hatıra defteri" geldi . Orada da bir sınıfsal ayrımdan bahsediliyordu burada da kral için kurduğu cümleler (120) birbine çok benzer . Aslında çok ihtişamlı bir ölüm törenine sahip damla damla kanını sömüren düşünmekten kendini bitiren psikolojik olarak tüketen bir sürece rağmen ihtişamlı bir tören... Acaba Madame de Prie böyle bir tören ister mıydı? Bazı yerlerde gülümsedim evet trajikomik kısımlar da vardı. Ama en çok Mary beni yaktı.
"Mary , senin baban benim "
"Benim babam öldü bayım . "
Ve son bir kısım karısı neden onu görmeye gelmiyor bir insan ölmeden son kez görmek istenmeyecek kadar ne yapmış olabilir?