Sonunu asla tahmin etmiyordum. Her şeyden önce uzun zaman sonra okuduğum ve beni en çok etkileyen kitaptı. O kadar çok etkilendim ki... Kitabı bitirdiğimde her şeyi sorguladım. Hayatı, yaşayıp yaşayamadığımı, var olduğumu, insanlara ne kadar takıldığımı, her şeyi... İnceleme yerine şöyle bir şey yazmak istiyorum. Hayat bizim elimize bir kere geçiyor ve tamamen belirsizliklerle dolu. Bir şeyleri planlıyoruz. Yarın bunu yaparım diyoruz. Peki ya yarınımız yoksa? Ya bu son anımızsa? Öldüğümüzde içimizdeki planla ölmüş olacağız... Şimdi sorsam kaç kişi sokağındaki çiçeklerin rengini biliyor? Cevap vereyim hiç kimse... O kadar koşuyoruz ki en basit detayı bile görmüyoruz. Sevgili arkadaşlarım, yaşamaya ne dersiniz? Boşverelim artık bazı şeyleri. Son anımız gibi yaşayıp mutlu olalım. Her şeye rağmen. Mesela evinizin önündeki çiçeği izleyin, sokakta insanları umursamadan koşun, bir yere yetişmeye çalışmayın, dans edin, gülün, eğlenin... Hayat çok kısa ve malesef fark edemiyoruz. Kitabı okuduktan sonra tüm bunları düşündüm. Bana bir şeyler kattı. Umarım sizde okursunuz. Ve umarım hayatınıza bir etkisi olur. Mutlaka okuyun derim...