Tanrı insanı namuslu ve namussuz olma ihtimalleriyle yaratır ve orada durur. İnsanın ilişkileri o ihtimalleri besler, birini ya da öbürünü. Sonuç olarak ortaya ya namuslu ya da namussuz bir insan çıkar...
Kitabın Adı :Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Kitabın Yazarı: Stefan Zweig
Tür : Roman
Sayfa Sayısı: 71
Yayınevi : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları- Modern Klasikler Dizisi
Stefan Zweig’ın bir kadının yaşamını tamamen değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini konu alan novellasıdır. Klasik bir “vaka örneği” niteliğindedir. 1920’li yılların sonlarında Avrupa’nın “kibar” tabakasının iki yüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel bir tavır ile kaleme alınmıştır.
Genel olarak akıcı bir anlatımı var okurken kolaylıkla kendinizi verebileceginiz anlaşımı kolay bir kitap.
İki çocuğu ve kocasıyla elit kesimin kaldığı bu otelde konaklayan Henriette otele gelen yakışıklı ve genç adamın büyüsüne kapılarak onunla birlikte ortadan kaybolur. Otelde konaklayanlar kendi ahlak anlayışları çerçevesinde Heriette’yi yerden yere vurur. Yazar sonuna kadar Henriette’yi savunduğu için Mrs C. isimli kadının dikkatini çeker.
Bu kadın yargılanmadan dinleneceğini bildiği için çok önemli bir sırrını yazara açar. Yıllar önce kumarhanede aşık olduğu bir adamın parasını ve her şeyini kaybettiğini anlayınca ona yardım etmeye karar vermiştir. Aslında çok zengin olan bu genç adamın evine dönecek parası bile yoktur. Adama tren bileti alır ama genç adam ona birlikte gitmeyi teklif etmez.
Hayal kırıklığına uğrayan Mrs. C. o akşam kumarhaneye dönünce adamı yine oyun masasında görür. Genç adam tarafından gurur kırıcı bir şekilde terslenen kadın uzaklara yerleşir. Tüm bu olayları 24 saat içinde yaşadığı için başına gelenleri Henriette’in 24 saatine çok benzetmiştir.