“ Kitleler üzerinde yapabileceğin en güzel,güçlü devrim kitap okumaktır.
”
¶¶
Yürekten damıtılmış bir ÖZNE, sözden ziyade aşktan öte ; Gönülden kaleme...ay-misali
#120680380
¶¶
Diploma insanı kariyer sahibi yapar!...
Şahsiyet sahibi olabilmek için okuyup, öğrendiklerini dilden öte kalbe indirmek gerek.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak
"Ya Rabbi işittik ve itaat ettik, Allah muhakkak işinde galiptir, görünen ne olursa olsun, kim yenerse yensin, kim yenilirse yenilsin, galip olan hakim olan, yapan ve yaptıran sensin."
Ömer Lütfi Mete
YAĞMUR
Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parça uzaklaş kederlerinden.
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
Mehtâbın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgâr gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka âlemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.
Ahmet Hamdi Tanpınar
( 1901 - 1962 )
"Allah dilerse olur, izin verirse olur" anlamındaki inşallah sözü atalarımızın dilinden düşmezdi.
"Allah izin verirse" demeden hiçbir şey için, "Şu işi yarın yapacağım" deme! (el-Kehf 23-24).
Tefsiri:
Ashâb-ı Kehf kıssası Hz. Peygamber'e sorulduğunda "Allah izin verirse" demeden, "Yarın size
Aklın ve bedenin alabildiğine abartıldığı bir medeniyet olarak Batı kapitalist sistemle buluştuktan sonra pek çok değer gibi aşkı da tüketim unsuruna dönüştürerek aşkın olandan bedensel olana indirmiş, daha doğrusu sevgiyi tüketmiştir.
Sevgililer Günü, Hristiyani kökenine rağmen artık bir tüketim aracıdır.
Tıpkı Noel''in yılbaşına dönüştürülerek dini içeriğinden boşaltılıp sekülerleştirilmesi, tam bir tüketim çılgınlığına dönüştürülmesi gibi Sevgililer Günü muhabbeti de modernitenin kapitalist ahlakla buluşmasından doğmuştur. Aşkınlık adına ne varsa hepsini kaba bir dünyeviliği indiren modernite sevgiyi cinselliğe indirgeyerek, bunu da “cinsel devrim”le meşrulaştırarak adeta cinsel serbestiyi toplumsallaştırması kapitalizmin eklektik olduğu kadar saptırıcı, dönüştürücü özelliğinin en başarılı formülasyonlarından biridir.
Hiçbir kutsalı kalmayan modern insanın aşk gibi soyut ve ulvi bir değerin içini boşaltarak her türden ilişkiyi meşrulaştırıcı işlevi yanında “Sevgililer Günü” muhabbeti de kapitalizme hayat pompalayan yapının/anlayışın post-modern dünyaya özgü ''değer tüketilmesi''ne bir örnektir
.
Tüketim aşkına her türlü değerin çürütüldüğü ortamda aşk kelimesi tüm kutsalların yerini alan ve tüm cürümüşlükleri kutsayan bir anahtara dönüştü günümüzde.