"Deli, çünkü balıklara inci-mercan atıyor! Balık inciden ne anlar?"
Sultan Ibrahim son derece dindarâne bir zarafetle, aslında arkasındaki hizmetkârlara, halayıklara, cariyelere "sadaka" veriyordu. Kendisi dairesine çekilince, havuza attığı altınlarla kıymetli taşların, arkası sırası gelen mahdut gelirli hizmetkârlar tarafından toplanıp bölüşüldüğünü çok iyi biliyordu.