Zaman meselesi ne acayip. Aynaya baktığımda beni üzen zaman, ektiğim bir fidana bakıp büyüdüğünü gördüğümde beni mutlu ediyor. Zamanla her şey geçiyor da bu geçicilik de insanı dünyaya yabancılaştırıyor.
Hani konuşmuştuk ya, insan vücudu tatile giderken ne bulursan tıkıştırdığın bir bavul gibi. Bir kere açtıysan katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun.
Ona, ona git, dedi. Vaat ettiği ülkeyi vermeyenlerden olma ki vaat edilen ülkesi verilmeyenlerden olmayasın. Gördüğün ışıklar ikinci kez baktığında hep yok oldular. Ona git ki sen de yok olan ışıklardan olmayasın.
Onun ışığında bütün acılarımız güzelleşiyor ve bütün acılarımız bizi güzelleştiriyordu ve biz yalnızlığımızdan azizeler yaratıyorduk. Başımızın üzerinde nurdan hâleler yoktu ama çarmıhımızı sırtımızda taşımadığımızı kim iddia edebilirdi?