Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

adyec

Konya
Sevdiğimi demez isem Sevmek derdi beni boğar. ... Seni, deli eden şey Yine sendedir sende. -Yunus Emre
Sayfa 85 - Dergâh Yayınları
Reklam
Konya
Ölümden ne korkarsın Korkma ebedî varsın. -Yunus Emre
Sayfa 85 - Dergâh Yayınları
Konya
Onun dünyası hareket hâlinde bir dünyadır. Burada her şey yaratıcı aydınlığın ve aşkın kendisi olan Allah'ın etrafında döner, ona doğru yükselir, onda kaybolur, ondan doğar ve ayrılır, tekrar onunla ve birbirleriyle birleşir. Her şey burada birbirini özler, birbirinin aynıdır, birbirine cevap verir. Bu mahşerde ne öldüren, ne öldürülen, ne seven, ne sevilen birbirinden fark edilir. Şüphesiz bütün bunlar İslâm dünyası için yeni şeyler değildi.Hallaç'tan beri tasavvuf, İslâm şiirinin ve hayatının bütün bir tarafı olmuştu. Fakat Mevlanâ'nın konuşma şekli başka idi.
Sayfa 83 - Dergâh Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Konya
Fakat birçoklarında- hattâ en büyüklerinde- olduğu gibi birlik felsefesi onda hayattan bir kaçış olmaz, belki ilâhi aşkta kendini kaybettikçe hayatı ve insanı bulur. (Mevlana için yazılmış)
Sayfa 83 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Nihayet güneş iki dağın arasında kaybolacağı zaman, son bir ışık, olduğumuz yere kadar uzandı. Toprak derin derin ürperdi. Ova yavaş yavaş saf gümüşten erimiş altın rengine, ondan da akşam saatlerinin esmerliğine geçti.
Sayfa 64 - Dergâh Yayınları
Reklam
Erzurum
Bu bir akşam saati değil, tek bir rengin türlü perdeleri üzerinde toplanan bir masal musikisiydi. Zaten güneş o kadar sakin, o kadar hareketsiz bir halde alçalıyordu ki dikkatimiz ister istemez gözlerimizden ziyade kulaklarımızda toplanmıştı. Hepimizde çok derin, çok esrarlı bir şeyi, eşyanın kendi diliyle yaptığı büyük bir duayı dinler gibi bir hâl vardı.
Sayfa 63 - Dergâh Yayınları
Erzurum
İnsanlar çalışırken ne kadar mesut oluyorlar!Yaratmanın hızı, onları içlerinde kavrayıp kurduğu zaman bu ölüm makinesi ne kadar güzel, ne temiz bir ahenkle işliyor! Sonra insanoğlu mesut olunca bütün varlık nasıl değişiyor, ölüme kadar her şey nasıl sevimli, cana yakın oluyor, hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez. Çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir ahengi bütün kainata nakleder. Hayatın biricik nizamı bu ahengin kendisi olmalıdır. Böyle olunca her şey değişir, peşinde koştuğumuz muvazeneyi buluruz. *muvazene:denge
Sayfa 60 - Dergâh Yayınları
Erzurum
...bana insanoğlunun sadece toprakla temas ederek yaptığı bir arınmanın muzaffer, ilahî mahsulleri gibi geldi.
Sayfa 60 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Bir kervana katılmak, bir handa gecelemek... Bir gece için tanışmak, ertesi sabah ayrılmak, hayatına bir şey katmak şartıyla görmek... Binbirgece'den Gil Blas'a kadar, eski hikayeler bu cins tesadüflerle doludur. Onlar yolculuğu zengin bir tecrübe haline getirirdi.
Sayfa 57 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Çünkü nağmenin kadehi kendisine boşaltılanı sonuna kadar saklıyor.
Sayfa 57 - Dergâh Yayınları
Reklam
Erzurum
Mimarlık, mesela musikide, şiirde, resimde olduğu gibi bize derhal hayatı veren bir sanat değildir. Bu tecrit, daha yükseklerde dolaşır, hatırlatmadan duyguyu tatmin edebilir.
Sayfa 49 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Gerçi bu şehri o hikayelerde bulmak mümkündü. Fakat yaşanmış hayatın sıcaklığını o dağınık hatıralardan çıkarmak çok güçtü.
Sayfa 48 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Pek az şey bu kadar acıklı ve güzel olabilirdi.
Sayfa 48 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Çadırın karanlığında, her yanın, her şeyin sihirli bir kimya içinde yüzdüğünü, yıldız parıltılarıyla yıkanıp temizlediğini, içten büyüdüğünü sanıyordum.
Sayfa 29 - Dergâh Yayınları
Erzurum
Bütün akarsulara, dağlara canlı, ebedi varlıklar gibi bakardı. Sanki şiir, din, gurbet duygusu, hayat tecrübesi, birbiri ardınca yaşanmış hayatların rüyalarımızda birbirine karışmasına çok benzeyen bir yığın inanış artığı, bu dağları, dereleri onun için ilahi varlıklar yahut veliler haline getirmişlerdi.
Sayfa 28 - Dergâh Yayınları
468 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.