İçselleştiremezsen bilgilenirsin, içselleştirirsen hayat bulursun. Peki bir bilgi nasıl ruhuna işler? Galiba tamamen şans. Belki tamamen ıskalar, belki de toprak köklerini salabilecek kadar verimli olana kadar tohumunu saklar. Kim bilir…
“Üzerime konan ipoteği sahiplenmem gerekti, çünkü bu “Başkaları için ben”dim. “Kendim için ben” diye bir şey yoktur. Başkaları için olmadığı gibi “Kendim için ben” işkencedir, ıstıraptır.“
Yüreğimde kara bir delik var. Çocuk kahkahalarını içine hapseden, doğan her yeni ruh için daha da kararan. Çoğu ızdırap çekecekti, üzülmemek vicdansızlık olurdu.
Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum..
Biraz kırgın..
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni..
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
Benim derdim yeter bana banane!
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem?
İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem.
“Herkes sıkılıyor. Doğa size açıklandı ve sıkıldınız. Yaşayan beden size açıklandı ve sıkıldınız. Evren size açıklandı ve bundan da sıkıldınız. Şimdi sadece ucuz heyecanlar istiyorsunuz bunlardan bol bol istiyorsunuz ve yeni oldukları sürece ne kadar adi saçma oldukları fark etmiyor.”