Yaşamını öyle bir ayarlamıştı ki; belki de tek bir saniyesi bile boş değildi, hiç yalnız kalmıyordu. Ama bütün bu koşuşturma ve kalabalık içinde yapayalnızdı. Kendinden çok yaşlı hayranları tarafından el üstünde tutulmasına, iltifatlara gark olunmasına karşın, yüreği bomboştu. Yatağı da. Hayatındaki bu eksikliğinin farkındaydı. Ama nedense yaşlı dostlarının iltifatlarına, sınırsız hayranlıklarına ihtiyaç duyuyordu, tıpkı bir müptela gibi.