Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Koray Aker

Evrimsel psikooji üzerine
Günümüzde kendini gerçekçi ilan etmiş evrim psiko­logları , bizi komşularımızla savaşmaya, eşlerimizi aldat­maya ve üvey evlatlarımızı taciz etmeye iten şeyin kadim insan doğası olduğunu öne sürüyorlar. Diyorlar ki, teca­vüz talihsiz ama oldukça başarılı bir üreme stratejisiyken; evlilik kimsenin kazanamadığı, her iki taraf için de hayal kırıklığının kaçınılmaz olduğu bir mücadeleden başka bir şey değildir. Aşk, bizi üremeye dair bir karmaşanın içine çeken kimyasal bir reaksiyona indirgenmiştir. Çocukları­mıza duyduğumuz sevgi ise kaçmamızı engeller. Kendi­ne gerçekçi diyen evrim psikolojisinin anlatısı, tüm insani etkileşimi sürüngenimsi bir çıkar arayışına indirgeyerek açıkladığını zanneden ve her şeyi kuşatan bir anlatı.
Reklam
Hayatın herkes için genelgeçer bir anlamı yok varsa bile biz ararken o çoktan gizlenmiş olacak gibi geliyor. Eskiden insanlar için hayatlarına anlam katmak daha kolaydı . Din, aile, millet gibi pek çok kavram insanlara kendini bir yere adama fırsatı sunarak hayatlarına kendilerince değer katmalarını mümkün kılıyordu. Günümüzde ise bu kavramların giderek yozlaştığını görüyoruz. İnsan tarafından yaratılan tüm adanmışlık hikayelerinin postmodern çağ ile birlikte değersizleşmesi çoğumuzu daha öznel anlamlar yaratmaya itiyor. Evet, anlam bulunan değil yaratılan bir şey. Hatta yaratmak zorunda olduğumuz bir şey. Hayatımın anlamı yok derken bile anlamsızlığın anlam haline gelmesiyle yarattığımız bir şey. Artık işler bizim için daha zor. Çünkü bize verilenlerle yetinmeyip her düşünceyi büyük bir güvensizlikle oyarak ilerliyoruz. Her şey çok bireysel. Yanıtlar karmaşık, belirsiz, oynak. Buna rağmen hedefler koymamız, yanıtlar bulmamız, bir amaç için yeniyi üretmemiz dayatılıyor
bir zamanlar, özgürlük, arzu, zevk, aşk cinsel açıdan birbirine bulaşabilir özellikteyken, bugün, öyle görünüyor ki bunların yerini nefret, düş kırıklığı, güvensizlik ve cinsiyetlerin birbirlerine karşı hıncı alıyor.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bireyselleşme, hayatın her boyutunda piyasaya bağımlılık demektir. Ortaya çıkan yaşam biçimleri, tek tip olarak tasarlanan konutlar, ev eşyaları, günlük tüketim eşyaları, kitle iletişim araçları üzerinden lanse edilen ve benimsenen görüşler, alışkanlıklar, davranışlar, yaşam tarzları için öngörülen münferit ve kendi kendişinin bilincinde olmayan kitle piyasası ile toplu tüketimdir.
Piyasa ve bireycilik ilişkisi-
Özgürleşen bireyler, emek piyasasına bağımlı oluyor ve bu yüzden de eğitime, tüketime, refah devleti düzenlemelerine ve desteğine, trafik planlamasına, tüketim mallarına, aynca tıbbi, psikolojik, pedagojik danışma ve bakımdaki imkânlara ve modalara bağımlı hale geliyorlar. Tüm bunlar bireysel durumların kurumlara bağımlı kontrol yapısına sahip olduğunu gösteriyor. Bireyselleşme piyasaya, hukuka, eğitime vs. bağımlı toplumsallaşmanın en ileri biçimi oluyor.
Reklam
Hiçbir kadın para için evlenmez: Bütün kadınlar, bir milyonerle evlenmeden önce, ona âşık olacak kadar kurnazdırlar.
Genellikle galip gelen kötülüktür; ve gürültü ve şamatayla sesini en fazla duyuran budalalıktır. Talih insafsız ve acımasızdır, ve insanlık acınacak durumdadır.
Batı:
Avrupa kelimenin tam anlamıyla Üçüncü Dünya’nın yarattığı bir şeydir. Onu boğan zenginlik­ler, azgelişmiş ülkelerden yağmalanan zenginliklerdir.
Kentler artık birbirini hiç tanımayan, birbirlerinin sırtından zengin olmak dışında ortak hiçbir şeyleri olmayan rastgele insanların toplandıkları sıradan yerlerdir.
Burjuva demokrasisi, mülk sahiplerinin mülksüzler üzerinde sahip olduğu özgürlük hakkındadır. Zenginler için, piyasada rekabet etme özgürlüğüydü. Yoksullar içinse, açlık çekme ya da sadece hayatta kalabilmek için saatlerce çalışarak yaşamını ve uzuvlarını riske atma özgürlüğüydü.
Reklam
Adams : Büyük servet olan yerde büyük eşitsizlik vardır. Bir kişinin çok zengin olabilmesi için en az beş yüz fakir gerekir!
Hiç boş zamanı bulunmayan,uyku,yemek yeme vb. salt fiziksel kesintiler dışındaki bütün ömrü kapitalist için kullandığı emeği tarafından soğurulan bir insan, bir yük hayvanından beter durumdadır. Bedenen çökmüş ve zihnen vahşileşmiş olan böyle bir insan,başkalarının zenginliğini üreten bir makineden başka bir şey değildir.
"Günümüz dünyası eylem ve duyguların temsil edildiği ve yorumlandığı bir tiyatro değil, mahremiyetlerin sergilendiği, satıldığı ve tüketildiği bir pazardır."
Kapitalizm her şeyi bir meta olarak düzenleyip görücüye çıkardığı ölçüde toplumun pornografikleşmesi sürecini şiddetlendirir. Cinselliğin başka bir kullanımını tanımaz.
2.061 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.