Bülbülü öldürmek, çocukların bakış açısından olayları anlatan bir kitaptır. Yayınlandığı dönemin (1960) iç olaylarını yani ırkçılığı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini anlatmayı hedeflemiş ve bunu yalın bir dille başarmış. Ama ne yazık ki hala aynı problemler günümüzde devam ediyor. Ana karakterimiz Scout Finch. Kendisi bir kız çocuğu olarak sürekli abisiyle takılıyor ve haliyle kız çocuğu dedikleri kalıpta yaşamıyor. Bir hanımefendi olmadığı için mahalledeki kadınlar ve halasından çok çekiyor. O kendi oyun dünyasında yaşarken Tom Robinson davası ortaya çıkıyor. Tom'un haksız yere idam edilmesi ve babasının bir avukat olması sayesinde adaleti küçüklüğünden beri bilen Scout ilk defa o zaman ırkçılığın ne olduğunu fark etmeye başlıyor. Açıkçası olayları Scout'un baktığı pencereden bakmayı çok sevdim. Gayet yalın bir dille yazılmış kitap ve toplumsal olayları çok güzel ifade etmişler. Ayrıca kitap boyunca korktukları Boo Radley’i görmek, aslında ne kadar iyi biri olduğuna şahit olmak beni çok mutlu etti.
"İstediğiniz kadar karga vurun ama unutmayın bülbülü öldürmek günahtır." kitabın ana fikrini bu cümle öylesine güzel ifade ediyor.