BUZULLARA ÜFLEMEK
"Küresel ısınmadan dolayı çokça duyduğumuz, yer küremizde ciddi bir yer işgâl etmelerinden dolayı bizde meşgale olmanın ötesinde bir mevzi mevzumuz olan buzulları hedefimize alıp üfleyerek eritmeyi ve bu alanlara mor çiçekler ekmeyi istiyoruz.
Bazen serinletmek bazen de ısıtmak için kullandığımız nefesimiz, su misali bazen yaşatır, bazen de yaşama son verir. Kullanımına ve yerine göre şekil alan şeylerden biri olarak nefes alıp vermek, hayat izimizin en belirgin aracıdır. Anlık hata veya eksiklikte hayatımıza mâl olabilir.
Nefesin kıymeti ve hayatîliğine karşılık, dünyanın bütün vahşiliğine rağmen direnen ve var olmaya devam eden buzulların bizim nefesimizle ortadan kalkabileceğine inanmamız, kararlılığımıza duyduğumuz inancımızdır. Hedef olarak devasa bir alanı seçmemiz hedefimizin büyüklüğünü değil kararlılığımızın devasa oluşunu ifade eder.
Kararlıyız, azimliyiz ve başaracağız. Güneş doğup taştan adamı eritmiyorsa ellerimiz yanımızda durmayacak; buzulları eritene kadar durmadan, yorulmadan üflemeye devam edeceğiz. Kendimize boş bir alanı seçmiş değiliz. Herkesin bu alana dikkatini yoğunlaştırdığı bir zamanda bu yoğunluğu yok etmeye ant içmişiz. İçecek suyumuz şükürler olsun ki var. Bu suları sulamada da kullanmayız.
Her söylediğimize dudak büküp gülümseyenleri görünce gücümüzün etkisini fark ediyor, kafamıza taktığımızın olacak bir olgu olduğunu anlıyor, anlamayanları dinleyip yarı yolda kalarak nefesimizi zâyi edeceğimize üflemeye devam ediyoruz.
BUZULLARI ERİTECEĞİZ. İster kayık ister gemiyle."
Şubat 2018, Eyüp