Ali Kesiği
Anavarza ile ilgili bir başka efsane de şu: Hazreti Ali, cenge çıkmış, Ama tek başına... Savaşmış, cenk etmiş, gele gele, günlerden bir gün Anavarza'ya gelmiş. Gelmiş ya, doğudan geldiği için, kaleye çıkmasına da kente girmesine de hiç olanak yok. Yalçın kayalık çünkü. Kayalığı dolanması için de zamanı yok. Bunun üzerine çekmiş Zülfikârını, çalmış dağ gibi kayaya. Kaya peynir gibi ikiye ayrılmış. O vakit Hazreti Ali, sürmüş Düldül'ü bu yarıktan içeri. Bugün oraya "Ali Kesiği” diyorlar. Gerçekten de, koskoca, dağ gibi kaya ikiye ayrılmıştır, kılıçla kesilmiş gibi. Bu kesik, Anavarza'yı dolanmadan geçilebilecek tek yoldur ve ancak insanlar geçebilmektedir. Kesikteki, iki yandaki birtakım izleri göstererek, "Bunlar da üzengi izidir" derler. Sözde, Hazreti Ali'nin üzengileri dokunmuş oralara, geçerken. Bana sorarsanız, kayanın ikiye ayrılması da, bu izler de, doğal bir oluşumdur. Hem zaten, efsanelere inanmak gerekmez.
Sayfa 26 - Arkadaş Yayınevi, Ankara, 1993Kitabı okudu
Reklam
Adlama
Adlama: a. yaz. dizelerinin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru okunduğu zaman ortaya bir söz (örneğin ozanın ya da dizelerin adandığı kimsenin adı) çıkacak biçimde yazılmış koşuk ya da koşuk bölümü.
Sayfa 50 - Arkadaş YayıneviKitabı okuyor
Derler ki, Cebrail, Lokman'ın bu kara kaplı kitabının gücünden ürkmüş ve şöyle bir dokunmuş Lokman'ın koluna, kara kaplı kitap darmadağın olmuş, yapraklarından çoğu Ceyhan Irmağı'na savrulup gitmiş; Lokman Hekim'in elinde ancak birkaç yaprağı kalmış.
Sayfa 15 - arkadaş çocuk
" Umutsuz muyuz? Hayır, değiliz. Ağacın cılız gövdesi bile Canlanır sevgiyle bakınca. "
Sayfa 23
"Sana mı kaldı ölmek, şu üç günlük dünyada sabrım, ey çelikten kılıcı yüreğimin?"
Reklam
647 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.