" bir sistemin içindeyim, onun bir parçasıyım. Bir taraftan da onu reddediyorum. Bu beni bocalayan bir adam haline getiriyor." Evet, böyle bir alıntıyla başlamak kitabı incelemek için ilk basamak olabilir diye düşünüyorum.
Türk sinemasının, kendi dönemine damga vuran, sayısız ödülle ününü dünyaya duyurmuş oyuncusu, yönetmeni, senaristi... Ve nam-ı değer ismiyle ÇİRKİN KRAL: Yılmaz Güney...
Türkiye'nin en çalkantılı dönemlerinde yaşamış olması onun için bir şans mı yoksa şanssızlık mı oldu bilemiyorum. Ama olan bitene gözünü kapatıp, suya sabuna dokunmayan filmler çekerek zenginlik içinde bir yaşam seçmediğini çok iyi biliyorum.
İnciAral 'ın bu güzel romanı ile de bildiklerimi bu anlamda pekiştirmiş oldum.
____
Kitabın kahramanları Yavuz Günay ve sevgilisi/eşi/umudu olan Nilüfer...
Yılmaz Güney ve eşi Fatoş Güney'in gerçek yaşam öyküleri üzerine inşa edilen; ama edebi bir kurguyla harmanlanan "Sevgili" yalın bir dille , acı ve umudun şarkısını bir arada söylemeyi başarıyor...
_
Kahramana isim verilirken keşke "Yavuz" yerine başka bir isim kullanılsaymış diye de düşünmeden edemedim. Okuyan ve okuyacak olan herkesi selamlar; aşağıdaki alıntılarla izninizi isterim
" benim geçmişimde kara sayfalar, bunaltıcı akşamlar, ışıldayan günler, çakan kıvılcımlar var. güneşimse seni tanıdığım gün doğdu." "Yoksul, işsiz, tutunamayan, eğitimsiz insanlara itaat değil direnme, cesaret, isyan aşılamaya çalışıyordum."